arkadaşım yaptıqının ne kadar kötü olduqunun farkına varmışın ama pişmanlık tövbedir diye bir hadis var arkadaş farklı bir dinde madem oda seni çokseviyor ona dinimizi anlat dini yerlere qötür belki oda müslümanlıqı tanır sever hem onu müslümanlıqa davet edrsen katt kat sevap alacaqınıda düşün
eqer Allaha tövbe edip yalvarırsan hatanıda birdaha tekrar etmezsen emin ol o seni affeder ama tekrar etmemen qerek nefsine hakim olman qerek
Dedim: "Çok yalnızım."
Dedi: "Ben sana çok yakınım." (Bakara186)
Dedim: "Bunca günahım var, hangisinin TÖVBE'sini yapayım?"
Dedi: "ALLAH bütün günahları bağışlayandır." (Zümer53)
Dedim: "Yine bağışlar mısın?"
...Dedi: "ALLAH'tan başka günahları bağışlayacak olan yoktur." (Âli İmran135)
Dedim: "Rabbim benim senden başka kimim var?"
Dedi: "ALLAH kuluna kâfi değil mi?" (Zümer36)
yalnız bir defa tövbe edip bırakma sürekli tövbe etmeye çalış emin ol qerçek anlamda tövbe edrsen Allah seni affder çünkü ALLAH cc çok merhamet edicidir
Kabir veya Cehennem azabından kurtulmak için itikadı düzgün bir Müslüman olmak ve dinimizin emirlerine riayet etmek, yasakladıklarından kaçmak şarttır.
Kabir azabı en çok, üstüne idrar sıçratan ve Müslümanlar arasında söz taşıyana olur. Cuma günü veya gecesi ölenler, her gece Tebareke [ve secde] suresini okuyanlar ve ölüm hastalığında İhlâs suresi okuyanlara kabir suali olmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz kılmayanın kabri ateşle dolar. Gece-gündüz onu yakar. Bir tinnin, her namaz vaktinde onu sokar.) [Kurretül-uyun]
(Cuma gecesi "Fâtiha" ve 15 kere "İzâ zülzilet" okuyarak iki rekât namaz kılan kabir azabından emin olur.) [Deylemi]
(Fisebilillah gözcü olarak vefat eden kabir azabı görmez.) [İ. Ahmed]
(Recebin ilk Cuma gecesini ihya eden [saygı gösteren], kabir azabından kurtulur.) [S. Ebediyye]
(Kabir, ahiret konaklarından ilkidir. Bundan kurtulan için ötesi kolaydır. Kurtulamayana ise ötesi çok zordur.) [Tirmizi]
(Bir müminin kabrini ziyaret ederken, Allahümme inni eselüke-bi-hurmet-i Muhammed aleyhisselam en la tüazzibe hazelmeyyit derse, o ölünün azabı kıyamete kadar kaldırılır.) [Etfal-ül müslimin]
Hazret-i Ali'den gelen bir rivayette, kabir azabından kurtulmak için, şunlar tavsiye edilmiştir:
1- Âyet-el-kürsiyi çok okumak..
2- Cuma günleri iki rekât namaz kılmak. [Kaza namazı borcu olan nafile namaz kılamaz. Birinci rekatte Fatiha ile Tebareke, 2. rekatte Fatiha ile İhlâs okunur.]
3- Her gün yüz İhlâs okumak. (Zühre-tür-Riyaz)
4-bol bol salavat çekmek
Yaşarken fikriniz ne ise, ölürken zikriniz o olur! Yazıya başlık olarak aldığımız cümle, sadece bir atasözü değil, aynı zamanda bir hadis meâlidir de Resûl-i Ekrem Efendimiz :
- Yaşadığınız gibi ölürsünüz, öldüğünüz gibi de huzur-u ilâhide muamele görürsünüz, buyurmuştur
Bu bakımdan yaşayışımız imani, İslâmi mevzularla dopdolu olmalı, benliğimizdeki iman merkezlerine inançlarımız bütünüyle yerleşmeli, asrın fitneleriyle sökülmez hale gelmelidir
İnsan, inançlarına kafasında ne kadar yer verir, gönlünde ne ölçüde besleyip büyütürse ölürken de o nisbette onunla meşgul olur, şuur altında yerleşmiş olan o meşguliyetinin tekrarıyla son nefesini verir Yani hayatında neyi fikretmişse son anda da onu zikreder
Ak sakallı ihtiyar, son günlerinde yatağında baygın yatmaktaydı Doktorlar:
- Bize düşeni yaptık, gerisi Allah'a kalmış, diyor, başka bir söz bulamıyorlardı
Zaten ayak ucunda bekleyen oğlu da ümidini kesmişti Seksen sene gibi ender yaşanan bir ömür sürmüştü muhterem babası Tanıyanları ona, "ibadet kavisi" diyorlardı Yâni bunca ömür ancak ibadet kuvvetiyle yaşanır demek istiyorlardı Ama ne kadar yaşansa da yine âkıbet ölümdü İşte ak sakallı zât belki de ölüm ânını yaşamaktaydı
Baygın halde yattığı yatağından ansızın doğruldu Heyecanlı ve telâşlı bir hâli vardı Yumuk gözleriyle, belki de irâde dışı hareketler yapacaktı Öyle de oldu
Nefes nefese feryad ediyordu:
- Oğlum Arif! Çabuk ibriği getir, abdest alacağım, baksana ezan okunuyor, cemaate yetişmeliyim
Bir-iki saniye sonra sanki oğlu ibriği getirmiş; yumuk gözlü zat, zor aldığı nefesle, hayâlen elini kolunu yıkamaya başlamıştı Bu sırada abdestini almış, hattâ camiye girip safa da geçmiş, işte imamla birlikte ilk tekbirini de alıyordu:
- Allahü Ekber!
Ne var ki, şuur altına yerleşmiş bu abdest alma, sonra da namaza başlama tekbiri, ak sakallı, yaşlı zatın son cümlesi olmuş, böylece ömrünü "Allahü Ekber" cümlesiyle tamamlamıştı
Şimdi tabloyu değiştiriyor, ikinci adamın son anlarına geçiyorum O da, seksen yaşına yakın bir ömür sürmüştü bu âlemde, Ama bir tek hedefi vardı onun: Para kazanmak, zengin olmak
Para kazanmak aslında iyi bir şeydir, ama parayı cebe; imanı, İslâm'ı da gönüle koymak şartıyla O, böyle yapmadı İmanı, İslâm'ı koyacağı gönlüne parayı koydu, benliğindeki iman merkezlerine hep kazanç hırsını yerleştirdi
Yaşadığı sürece birçok işlerle meşgul olmuş, son senelerde de inşaatçılığa dökmüştü işi Çok para olduğu söylendiği için o sahaya kaymıştı Kaydığı sahada o kadar fani oluyordu ki gece-gündüz hayalinde besliyordu onu Nitekim uykusunda bile "kum getir, çakıl getir" diye tekrar ediyordu
Ölüm döşeğinde de, aynı sözleri tekrarlamaya başladı:
- Kum getir, çakıl getir, kum getir, çakıl getir!
Bir tanıdığı yanına gelince onun hâlini anladı Kulağına eğilerek fısıldadı:
- Müteahhit bey, iş bitti, paydos!
Ve bundan sonradır ki, son nefesini verdi Ama nasıl?
- Kum getir, çakıl getir, kum getir, çakıl getir! diyerek
Evet "Dervişin fikri ne ise, zikri de odur"
Haziran Ayı'ndayız Bazıları izinlerini aldı, bütçelerini denkleştirdi ve internetten harıl harıl tatil yapabilecekleri yerleri seçmeye başladı bile Bikiniye sığmak için diyetler son sürat büyük bir dikkatle uygulanıyor Bazı elitlerin üç ayları şimdiden mübarek olsun! (Haziran, Temmuz, Ağustos)
Yıl boyunca beş kuruş sadaka vermediniz, zekâta zaten ne gerek var! Gazze bombalanırken ağlamadınız, Arap Baharı umurunuzda değil, sadece bu yıl 300 gün çarşaf kirletmişsinizdir ne diyeyim?
İşte bakın, size tatil hediyesi veriyorum Makak Maymunları gibi soyunup sahillere koşmadan evvel bugün size nasıl öleceğinizi anlatacağım
Vücudunuzdaki titrek tüyler ölümünüzden 13-14 saat sonra yok oluşuna devam edecek
Gözünüz açık gitmişse korneanız 3-4 saat sonra bulanacak, yok eğer gözleriniz kapalıysa 24 saat sonra
El, ayak ve yüzünüz 1-2 saatte soğuyacak Diğer yerleriniz 4-5 saat devam edecek
Pahalı takılar taktığınız, öptürdüğünüz kuğu boynunuzu 20-25 dakika sonra lekeler saracak, tıpkı kurbağaya benzeyeceksiniz
Tüm bedeninizin lekelerle dolması 10 saat sonra neredeyse tamamlanmış olacak
Kalbiniz, adaleleriniz ilk 30 dakikada kaskatı olacak Ve tüm bedeniniz 8 saate kadar beyzboll sopası gibi sertleşecek
Toprağa gireceksiniz Etiniz önce mavi, sonra yeşile dönüşecek Hani yeşil deyince aklınıza şeraitçi yobazlar geliyordu ya? İşte o zaman yemyeşil olacaksınız, marul kafalılar
3 seneye kadar etiniz kalmayacak Eklem bağlarınız kıkırdaklarınız 5 yılda kaybolacak
Evet saygıdeğer ağabeylerim ablalarım Gömüldükten 10 saat sonra bedeninizde sinek yumurtaları olacak, 6 günün sonunda da kurtçuklar işinizi bitirecek!
Kurtçuk! Düşünebiliyor musunuz? Siz, yalıları, arabaları, gökdelenleri olan, parasının limitini bilmeyen büyük adamlar; yaşarken yoksulu doyurmadınız, zekât vermediniz ama bedeninizi kurtçuklar paylaşacak Mirasınız mı? Onu çoktan oğlunuz karı-kızla yemeye başlamıştır bile
Belki de oğlunuz Ruslar'a şöyle bir cümle kuruyordur o sırada:
- Babam, yatırımlarını başka tarafa kaydırdı, kurtçuk fabrikası işletiyor, ah hah ha Hem de kıçıyla, ne de olsa iyi bir tüccar Ah hah hah
Ah be kardeşlerim! Ne olur bu sene tatile harcayacağınız parayla yetimleri doyurun, fakire fukaraya dağıtın, inanın ki müthiş olacak Bir kez olsun kendinizi adam hissedeceksiniz, doyamayacaksınız bu zevke, ama siz de zevk yok ki! Zevkiniz deniz kumunda tavuk gibi parayla kızarmak Allah hidayet versin Bizden söylemesi Öleceksiniz!
Anladım bildim neymiş ölmeden önce ölmek
Her hayır ve şer O`ndan marifet hakkı bilmek
.....
Ömür dediğin bir an-ı seyyale
Geçip gitti,gece ve gündüzle
Herkes gidecek bir parça kefenle
Marifet ölmeden önce ölmekle.
......
Vicdanım rahat olmuyor namaz kılmayınca,
Rahat uyuyamıyorum Seninle konuşmayınca.
*
Ya Rab ne yücesin, ne ulusun;
Unutuyorum Yüce makamını secde yapmayınca.
*
Peygamberler getirdin ,Melekler indirdin bu cihana,
Akl-ı selim herkes dönmeli bu Hakk'a
*
Hakikat var Kitabında,Kelamında,
Tanıyamam ki seni, O'nu okumayınca.
*
Bu gözle bir güneşe bile bakamayınca,
Nasıl bakacağız sana?Çıkınca o yüce divana.
*
Putlar devrildi,inançlar dindi,
Yalancılar gitti,Arabistanda bir yıldız parıldayınca.
*
Halife olduk,islamı koruduk,
Şairler yetiştirdik,cihad ettik bu Yüce Uğurda.
*
Adalet'i savunduk,Güç yere acıkmadık dünyada,
Bu Mahfêr Aşîk Sultan Süleyman Han'a