Çekti içine sayfaları, o bir damla.
Kimi sayfada sevgi, kimi sayfada hüzün.
Bazen yarım bir aşk, bazen veda mektubu.
Yazamadı bazıları, yarımda olsa aşkını.
Sahipsiz boş sayfaya.
Sığdıramadı iki satırı,
SENİ SEVİYORUM CANIM!
ONUN ADI KADIN
Bir gözü mor diğer göz dönmüş kan çanağına.
Sırtında izmarit izi.
Bazen de bıçak denemeleri.
Az daha zorlarsa ambulansa yetişir.
Ya da morg resimleri,
Gazeteye.
Onun adı kadın.
Onun adı anne.
Onun adı bacı.
Onun adı eş, hanım, benim ki, evde ki.
Onun adı; akşama görürsün.
Aç kalınca bir damla süt için saldırırız.
Aç kalınca bir dakika için rahat bırakmayız.
Aç kalınca; konu önemli değil hesap sorarız.
Aç kalınca; vermeden ondan isteriz önümüze kaplar dolusunu.
Her şeye rağmen vazgeçilmezdir.
Evde ki dururken dışarıdakini sevmek.
Evdekine bir yokken ötekine ne istersen.
Birde hesap mı verilecek evdekine.
Onun adı kadın.
Onun adı anne.
Onun adı bacı.
Onun adı eş, hanım, benim ki, evde ki.
Onun adı; akşama görürsün.
Hayat bizim, mal bizim, her yerde kullanırız.
Araba reklamında da, traş kreminde de.
Badana bile yaptırırız boyacının aşkıyla.
İşimize gelirse her şey onundur.
Onun olan şey zaten benimdir...
Bebesi eksik olmaz.
Hem sırtından hem karnından.
Emzirecek, yedirecek ağlatmayacak onları.
Duyulmayacak gece onların sesleri.
Hemde gece keyfini bozmayacak.
Onun adı eş, hanım, benim ki, evde ki.
Onun adı; akşama görürsün.
İlk görevi adamına saygı, istenmeden sevgi.
Direğine Sual etmek hakarettir.
Hastalık yasak, yoğunluk günah.
Erkek bebe yoksa kuması mubah.
Şansını fazla zorlama üçüncüsü yolda.
Akşam dönüşü evde ol, Ben geç kalabilirim.
İşler yoğun malum, aramana gerek yok.
Yaz adımı kapiya, taksiciye kolaylık.
Tedbirli olasın, kapıda bekletme.
Kalmaz belki cebimde ödemeye harçlık
Üzülme be Anam, bacım, kızım, gelinim
Üzülme be eşim, kadınım, hanım, evdeki, sevgilim.
Üzülme ki
O cennet senin ayaklarının altındadır.
Beyas - Çorlu
YILMAZ BARITLI
05-03-2012
Kadının medeni dünyasındaki yerine tez kavuşması dileği ile
8 Mart DÜNYA KADINLAR GÜNÜ kutlu olsun.
Gel yanıma gir koluma, yürüyelim yan yana.
Saçlarımız ıslansın kalsın kaş da damlalar.
Öpüşürken süzülür gözün hasret yaşları.
Islanalım beraber damlaların altında.
Çıkaralım tadını yalın ayak çimlerde.
Topraklara ulaşsın kaştan akan damlalar.
Engel koyma araya bağlanalım yaşama.
Islanalım beraber damlaların altında.
Yüreğimde ıslandı gözümdeki yaşlarla.
Kavuşmaya az kaldı kalacağız baş başa.
Gireceğiz beraber senle nice yaşlara.
Islanalım beraber damlaların altında.
Ölüm bile ayırsa unutma canım beni.
Yağmurların sesiyle şarkı söyle ruhuma.
Bırakma yar beni tek, o çamların altında.
Islanalım beraber damlaların altında.
Yine seninle sabahladığımız bir gündü.
Beraber bakmıştık doğan güneşe,
Gözlerimizi ovuşturarak.
hissetmiştik güneşin ilk yakıcı sıcaklığını.
Nice sabahlar bizim için doğsun dedik.
Sadece birbirimize.
Oynamıştık güneş ışığının
Duvara yansıyan gölgelerinde,
Kalp işaretleri yaparak.
Balkona çıkıp içmiştik,
Bizi kendimize getiren ilk kahvemizi.
Sokularak birbirimize.
Kül tabağına koyduğun su bile kurumuştu o anda.
Güneşin sıcaklığın dan.
Sonraki günlerde de çaylarımızı yudumlamış tık.
Ve o balkonda seyretmiştik bulutlar arasındaki dolunayı.
Ne oldu da kayboldu o bizi yakan güneşimiz.
O oyun oynadığımız duvarlar yok artık.
Yıkıldı. yıktın.
Güneş de parlayan heyecanlanan kalplerde karardı.
Kararan bir kalbin güneşle, oyunla işi yok artık.
Karanlık bir dünyada sarmış etrafımı karanlık çemberi.
Bugün güneş benim için son kez doğuyor.
Yarını sonrası tekrarı yok bu doğuşların.
Umarım yenin günün doğan güneşi.
Sana güler, yansır,hiç batmaz.
Bende seyrederim seni bıraktığın karanlıklardan.
Dedi sana falcı kadın, bunun huyu güzel diye.
Dedi para yoktur bunda, hamurunda mutluluk var.
Dedi sana dünya güzel, varsa da yüzlerce el.
Sevgisinde şüpheler yok, seni sever senden de çok.
Yazma dedin artık bana, kadın dedi yazıl ona.
Dedim küsmüş dargın bana, dedi dertli harlı içi.
Dedim ana nedir derdi, evlat bekler bugün yarın.
Dedi bana üzülme sen, o da seni candan sever.
Dedi kadın sabır size, bekleyin hep metanetle.
Okuması yazması yok, aklı senden benden de çok.
Gül’ü verdi elimize, oturun der hep diz dize.
El âlemden sizlere ne, fayda varsa sizden size.
Torba değil büzesin ki, gözyaşların süzülmesin.
Hayat bize dersler verir, falcı dedi sonuncu ders.
Dedim falcı kader nedir, dedi senin yanındadır.
Dedim falcı alev sarar, dedi bana gönlündedir.
Dedim falcı çare nerde, dedi bana esmerdedir.
Dedim falcı esmer nerde, dedi yazan alevdedir.
Dedim falcı köz ola ben, söyleyesin kınalıya.
Nazım geçer sana sade, sorar ise nazlı yâre.
Dedi falcı, oğlum kör sen; dedim falcı her yer siyah.
Dedi baksan dışı siyah, ama dedi içi beyaz.
Dedi nazdır kadın evi, mutlu olur düğün günü.
Bilemezsin adetleri, hadi dedi önden yürü.
Dedi ona be hey kadın, anla artık yas da adam.
Görüntüsü bitmiş ama gönlü gençtir yaşlı adam.
Yaşamının tecrübesi, yoktur artık hevesleri.
Sever seni deli gönül, yaşayın der kalan ömür.
Falcı ana!
Nerde diye sorar belki, taşı tarif olsun işin.
Kalan gülle işaretle, beyaz olsun goncaları.
Yazan biri garip adam, çok görmesin Fatiha’yı.
Sevdi içi yanaraktan, sulasın göz damlaları.
Mavilikler üstünde, ağarırdı tan yeri.
Oturduğumuz kumlar, denizlere çekildi.
Kıyıdaki balıklar, derinlere göç etti.
Aramasın boşuna gözlerin sahilleri.
Çekilmez tek başına, gezdiğimiz o yerler.
Olmayınca bedenler, masamız garipsedi.
Vazonun gülleride, ardından sola kaldı.
Aramasın boşuna gözlerin sahilleri.
Ettin bize hediye en güzel bayramı.
Egemenlik Ulusun dedin o gün Millete.
Dünyada ilk bayram çocuklara hediye.
Verdin bize coşkuyu yirmi üç nisan günü.
Yarının büyükleri dedin ilk sen bizlere.
Güvenin çocuklara görelim yarınları.
Senin evlatlarında bize örnek oldular.
Verdin bize coşkuyu yirmi üç nisan günü.
Ülkü ve Sabiha sı güzel birer örnektir.
Önümüzdeki yıllar devamları gelecek.
Çizdiğin ufuklarda sonsuza gideceğiz.
Verdin bize coşkuyu yirmi üç nisan günü.
Saygıyla eğiliriz ulu ATAM önünde.
Rahmetlerin bol olsun rahat uyu yerinde.
Sana binlerce şükür Millet senin izinde.
Verdin bize coşkuyu yirmi üç nisan günü.
TÜM ÇOCUKLARIN 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN
Tutmalı avucuna değen, elin sıcaklığını.
Sevip sokulmalı koynuna, açmalı yüreğini.
Bir tanemsin desiysen ona, savaşmalı uğruna.
Dönmemeli bu aşkın sonu, yılan hikayesine.
İnatlaşarak olmaz bu iş, sevgiyi anlatmalı.
Hissedip sindirebilmeli, yaşamının içinde.
Baktığı yerde sen olmalı, olmadığın yerde de.
Dönmemeli bu aşkın sonu, yılan hikayesine.
Bulunması zor sevgi için,aldatmamalı kişi.
Seveni vardır, sevgilisi; anlamamalı dişi.
Kırılmasın güven zinciri, bölünmesin kalpleri.
Dönmemeli bu aşkın sonu, yılan hikayesine.
Olmasın ayrılık sevende, hayat dediğin kısa.
Tatmayan aşkı, Neler verir? Gönülden bir bakışa.
Canlarını koyar garipler, karşılıksız aşkına.
Dönmemeli bu aşkın sonu, yılan hikayesine.
Yalansız bir dünyada aşkı, yaşa delicesine.
Sunacaksın seven kalbini, senin sevdiceğine.
İçmeli ki aşkın andını, hazmı sonsuz sürmeli.
Dönmemeli bu aşkın sonu, yılan hikayesine.
Uzatır mısın avucunu avuçlarıma.
Yaslayabilir misin başını başucuma.
Uzattığım dudağımı öpebilir misin.
Mutluyduk o gün, kararımız bugün sevgilim.
Bir Pazar akşamı paylaşıyorum bunları.
Aşacağız birlikte delinmeyen zırhları.
Cennet bahçesi yapalım ovayı kırları.
Sevmiştik o gün, kararımız bugün sevgilim.
Yalnızlıkları öldürüp aşkı yaşatalım.
Sevgimizi birlikte dostlarla paylaşalım.
Yaşadığımız aşk la ele örnek olalım.
Tek kalptik o gün, kararımız bugün sevgilim.
Kutlu olsun bu özel sevgililer günümüz.
Beraberken olmasın kederimiz hüznümüz.
Bundan sonra bu tarih bizim doğum günümüz.
İlk aşktı o gün, kararımız bugün sevgilim.
Sevgiyi sevgi olarak bilen ve hisseden; yaşayan ve etrafındakilere yaşatan herkesin, sadece bugünü değil her günü sevgililer günü tadında olsun.
Selam ve saygılarımla.
Kutlu olsun bu özel sevgililer günümüz.
Beraberken olmasın kederimiz hüznümüz.
Bundan sonra bu tarih bizim doğum günümüz.
İlk aşktı o gün, kararımız bugün sevgilim.