Bir zamanlar beni sevdiği zannına kapılmamı sağlayan hayallerim vardı; şimdi gerçekleri görebilecek kadar ümitsiz kaldım...
Sana karşı sergilediğim agresif söz ve hatalı davranışlarımdan dolayı beni ayıplama; senelerini ideali peşinde koşarak geçiren tecrübesiz bir kızın küçücük yüreğine ver; çünkü ben yıllarımı kitaplara gömülü olarak geçirdim ve günün birinde başımı kaldırdığımda,
karşımda yalnızca seni gördüm!...
Kalbimi, demir duyguların arkasına sakladım, sandım ki ruhum, bundan en az zararı görecektir. Aşkın sularına yüzme bilmeden açılan, deneyimsiz bir yürek için bundan başka rota bilmiyordum.
Hislerim beni esir alıyor, içim içimi yiyor, günden güne eriyor, tükeniyordum. Senin ise oralı olmayan, vurdumduymaz tavırların beni mahvediyordu; kendime kızıyordum...
Oysa benimkisi, lekesiz, tertemiz, an be an kavrulan, sevdiğini yana yakıla düşleyerek saniyeleri bezdirecek ve tek bir sözünle yeniden hayat bulacak kadar, içi dışı sıcacık kaynayan, taptaze,
yürekli duygulardı...
Benim el değmemiş hislerim...
Kalbimi ellerine vermiştim; adımlarım,
adımlarına göre şekillenecekti...
Ben gururuna kapılarak seni görmezden gelirken; sen bana olan aşkını içinde yaşatacak ve
onu kendine saklayacak kadar bencil çıktın!
Yüreğimin içi sıcacık kaynıyorken, dıştan bir aysberg kesilivermek; yanan, yakılan ve arzulayan kalbime, bilsen ne ıstıraplar yüklüyor.
Göze gelir diye herkeslerden uzaklarda, gönlümün en gizli yerinde, kendimden bile sakınarak, 'el bebek' misali binbir özenle büyüttüğüm ve yara alır endişesiyle senden bir sır gibi sakladığım,
Benim el değmemiş, onurlu hislerim...
Bir zamanlar senin tarafından iltifat yüklü nice sözlere ve dünya üzerinde tüm gönülleri kıskandıracak kadar eşsiz alakalara layık görülen ben, şimdi senin nezdinde unutulması en kolay kişi miyim? Benim kalbimi yaralamaya, beni üzmeye yetecek
karşılık beklemeden sevebilirmiş...
Ellerin ellerime, gözlerin gözlerime, hislerin hislerime değmese bile, demek seni sevebilmişim. Tahmin edemeyeceğin kadar çok...
Bilmiyorum kalbim, un ufak ettiğin hislerimden arta kalanlarla bir daha böyle dile gelir mi?
Öğrendim ki, söyleyemedikten sonra, yanasıya sevmenin
bir anlamı yokmuş.
Sevmeyi becerebilmek, hisleri kalbine doldurmaktan öte,
paylaşmayı bilecek kadar yüreklenebilmekmiş...
Benimkisi 'aşk dilencisi olmama' uğruna çıtını bile çıkaramayan 'acaba'ların öyküsü...
Benimkisi, aşk dilencisi olmamak için gururun, kendi limanında çırpınışlarıymış. Eğer bir el atsaydın, bu dile gelemeyen aşkı, bu gururu tutup kollarından, sana köle ederdim...
İlan-ı aşkım kaybetti, ne diyebilirim ki, benim yüreğim,
cesur olamayan,
Bir zamanlar beni sevdiği zannına kapılmamı sağlayan hayallerim vardı; şimdi gerçekleri görebilecek kadar ümitsiz kaldım!...
Bir gececik uyuma, ne olur.
Ayrılık kapısını çalma bir gececik.
Bir gececik dostların gönlü olsun,
ne olur sabahı et bir gececik.
Bir gececik gözlerimiz seninle aydın olsun,
kör olsun şeytan bir gececik.
Dünyayı güzel kokular sarsın bütün.
Karanlıklardan ışıklar aksın ovalara.
Sofrandakiler dirilsin bir gececik.
Bir gececik uyuma, ne olur.
Ayrılık kapısını çalma bir gececik.
Bir gececik ata bin, meydana gel.
Gönüller bir gececik rahat olsun,
göğüsler meydana dönsün bir gececik.
Yeniler giyinelim biz kulların.
Musa gibi sen bir sopa al eline.
Sopa bir anda elinde yılan olsun.
Süleyman gibi sen karıncaların yanına var.
Karıncalar bir anda birer Süleyman olsun.
Malzemesi:
Malzemeler: Tart hamuru için: 150 gr. hamurişi margarin 1 su bardağı pudra şekeri 1 yumurta 1-15 su bardağı un Dolgu için: 1 kutu çiğ krema yarım su bardağı kur meyve parçası yarım su bardağı damla çikolata
Tarifi:
Yapılışı: Geniş bir kaba öncelikle 1 su bardağı unu eliyoruz ortasına çukur açıktan sonra yumurtayı içine kırıyoruz. Margarini küp küp doğrayıp una katıyoruz. Pudra şekerinide eleyerek kattıktan sonra ele yapışmayan kıvamda bir hamur elde edene kadar yoğuruyoruz. Unun az gelmesi halinde yarım bardak unu eleyerek ekleyebilirsiniz. Hamuru hafif unladığınız tezgahın üzerinde merdane yardımı ile yarım santim kalınlığında açarak önceden unladığımız tartoler kalıplarına döşüyoruz. Çatal yardımıyla hamurda delikler açıyoruz. 220 derece önceden ısıttığımız fırında 15 dk. kadar pişiriyoruz. Tartolet tabanları pişerken 1 paket çiğ kremayı derin bir kapta yüksek devirde yaklaşık 5-6 dakika çırpıyoruz ve buz dolabında dinlendiriyoruz. Fırndan çıkarttığımız tartoletlerimizi soğumaya bırakıyoruz. Soğuyan tartolet tabanlarının içine çikolata ve meyve parçaları koyarak krem torbasına koyduğumuz sertleşmiş krema ile istediğimiz şekilde dolduruyoruz. Üzerini de artan çikolata ve meyve parçaları ile süsleyerek servis yapıyoruz.
Malzemeler:
4 Kişilik
Tartolet Hamuru
125 g LUNA Pratik
1 su bardağı un
1 yumurta
4-5 yemek kaşığı şeker
ve tuz
Çilek Sosu için
50 g çiğ krema
1 su bardağı yoğurt
nane yaprağı
1 limon suyu
250 g çilek
4-5 yemek kaşığı toz şeker
Tarifi:
Unu ve tuzu karıştırarak ortasını havuz biçiminde açın. LUNA Pratik'i küçük parçalar halinde doğrayıp unun etrafına serpiştirin. Ortasına yumurta ve şekeri koyun, yumuşak el hareketleriyle yoğurun. Hamurun bütün malzemesinin karıştığına emin olduktan sonra 30 dk. buzdolabında tutun. Çilekleri ortadan ikiye ayırın, üzerine şekerin yarısını pay ederek serpiştirin, beklemeye alın. Buzdolabından çıkardığınız hamuru dörde bölün, dört adet mini tartolet kalıbına yerleştirin. 200°C'de ısıtılmış olan fırınınızda 30 dk. altın sarısı olana kadar pişirin. Bir mikserle çiğ kremayı çırpın, bıçak ile kesilecek kıvama gelince yoğurdu ekleyin, en son 1 limon suyunu ve şekeri koyun ve hepsini mikserle çırpın. Kremayı hamurların üzerlerine paylaştırın, çilekleri düzgünce yerleştirin, çileklerin bekletilme sırasında saldığı suyu dekoratif bir biçimde üzerine gezdirin, taze nane yaprağı ile servis yapın.
Afiyet olsun!
Yüreğim ne dediyse onu dinledim ben.
Kimi işaret ettiyse ona yöneldim.
Şimdi sen diyor da başka bir şey demiyor.
Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insan,
işte öyle ıslattı beni aşkın.
Seni bekledim ben.
Yüreğimdeki heyecanı, gözlerimdeki yeşili,
dudaklarımdaki ateşi, ellerimdeki titremeyi,
küçük dokunuşları sana sakladım.
Ne sen beni bilirdin ne ben seni
ama bir yerlerdeydin ve mutlaka gelecektin.
Ve bir gün çıktın karşıma.
İşte o gün sevdaya dair ne kadar tortu varsa içimde eridi gitti.
Çocuk oldum yeniden.
Hani bıraksan yemyeşil bir kırda
bağıra çağıra şarkı söyleyip koşarım.
Seni bulmanın coskusunu hiç bitmeyecek bir enerjiyle yaşarım.
Seninle yep yeni bir hayatın başladığını biliyorum.
O hayatın içinde vazgeçilmez kıldığım tek şey sensin.
Bilirim, bu şarkı korkutur bazen insanı.
Neler oluyor diye sormadan
bir duygu selinin içinde bulursun kendini.
Ama zaten aşk öyle bir şey değil midir?
Sorarsan planlarsan onun adına aşk denir mi?
Bırak kendini, bırak ki aşkın büyüsü sarsın seni.
Kendini o eşsiz duyguların ferahlığına bırak.
Tut elimi birlikte çıkalım bu yolculuğa.
Yarınsız zamanların iki yolcusu olalım.
Kaygısızca yaşayalım aşkı, eriyelim birbirimizde.
Yüreklerimiz birbirimiz için atsın,
soluklarımız birbirine karışsın
Tutkunun alevleri dalga dalga sararken bedenlerimizi.
Gidersen... Gözümdeki son parıltıyı da alır gotürürsün.
Bir zemherenin ortasında titrerken bırakırsın beni.
Ama merak etme ayakta kalırım ben.
Tıpkı fırtınaların boynunu eğip yıkamadığı kavak ağaçları gibi.
Senden bana yadigâr kalan her anıyı
bir kez daha bir kez daha yaşarım.
Aşkım da benden yadigar kalır sana...
Güvendiğim , Kendimi senin yanında huzurlu hissettiğimdin..
Unutmak kelimesi bize uzaktı ..
Hiç unutmayacaktık birbirimizi , yüreğimizin bir köşesinde kalacaktık hep ..
Gözlerimdekini gören sendin tek , yüreğimi anlayan da sendin ..
Efkara düştüğümde , o Kuytudan çıkaran sen değilmiydin be ..
Bana yalan söylemeyen tek insandın hani ..
Ağladığımda gözümdeki yaşları elinle silendin hani ..
Bak ağlıyorum şimdi ..
Sil Hadi eskisi gibi ..
Veya Nerde oldugunu söyle ..
Ben çıkıp geleyim ..
Su Can haliyle seni bir kez göreyim ..
Unuttuysan Unuttugunu Söyle ..
Bana böyle uzak kalma ..
Gelirsem yüzüme söyle unuttum diye
Söylede Gideyim Bu dünyadan ..
Bilmezmisin Dost ne demek ..
Bilmezmisin Dost ugruna ölmek ne demek ..
Gitmezsem Bu dünyadan sana rahat vermem dost ..
Arar dururum seni , merak ederim hep ..
Bıktırırım Seni ..
En iyisi söyle yüzüme unuttum diye ..
Çekip gideyim ben dost ..
Çekip gideyim..
Gideyim..
Tek dostum sendin dedim ya ilk başta ..
Benim senden başka dostum Olmadı be dost ..
Olmaz da senden başka ..
Sendin , Sensin ..
.