Bir çift hiç konuşmadan arabayla yolda gitmekteydi. Daha önceki bir tartışma münakaşaya dönüşmüştü ve hiçbiri teslim olmak istemiyordu. Keçi, katır ve domuzlarla dolu bir çiftliğin yanından geçerken koca, alaycı bir biçimde sorar: 'Akrabaların mı?'
Karısı 'Evet' diye cevap verir ve ekler, 'Senin taraftan akrabalarım'
KELİMELER
Kocası karısına kadınların bir günde kaç kelime kullandığına dair bir makale okuyordu... 'Erkeklerin 15,000 kelimesine karşılık 30,000 kelime'
Karısı yanıtladı: 'Sebebi erkeklere her şeyi tekrar etmek zorunda olmamızdır.'
Kocası karısına döndü ve sordu: 'Efendim?'
YARADILIŞ
Bir gün bir adam karısına sordu: 'Aynı zamanda nasıl hem bu kadar salak, hem de bu kadar güzel olabildiğini anlamıyorum.'
Karısı yanıtladı: Allah beni sen çekici bul diye çok güzel yarattı; Allah beni seni çekici bulayım diye çok salak yarattı!'
KONUŞMAMA CEZASI
Bir karı koca evde problemler yaşamaktaydı ve birbirlerine konuşmama cezası uygulamaktaydı. Aniden adam ertesi gün karısının kendisini sabah 5:00 da iş için bir uçuşu olduğundan uyandırması gerektiğini hatırladı. Sessizliği ilk bozan ve kaybeden kendisi olmamak için, bir kağıdın üzerine 'Lütfen beni sabah 5:00 da uyandır.' yazdı ve notu karısının bulabileceği bir yere bıraktı. Ertesi sabah, adam uyandı ancak saatin 9:00 olduğunu ve uçuşu kaçırdığını fark etti. Çok kızdı, tam karısının onu neden uyandırmadığını soracakken yatağın yanında bir parça kağıt buldu. Kağıtta 'Saat 5:00 uyan' yazmaktaydı.
Erkekler bu tip yarışmalar için yeterli donanıma sahip değiller (İstisnalar Hariç) Allah erkeği kadından önce yaratmış olabilir, ancak şaheserden önce her zaman bir kabataslak vardır.
Bill Gates öldükten sonra Tanrının huzuruna çıkmış. Tanrı demiş ki: 'Bill senin durumun hakikaten karmaşık. Seni cennete mi cehenneme mi yollamalı bilemiyorum. Her eve bilgisayar girmesine yardımcı olarak insanlığa katkıda bulundun ama bir yandan da Windows gibi bir rezaleti de yarattın. Ben de senin özel durumuna göre bir şey yapacağım. Cenneti de cehennemi de ziyaret et, hangisine
gideceğine kendin karar ver. 'Tamam' demiş Bill Gates, 'Önce cehenneme bir
bakayım.' Ve inmiş cehenneme Bir de bakmış berrak sulu bir kumsalda
bir sürü güzel kız top oynuyor eğleniyor, güneş parlıyor hava süper.
'Cehennem böyleyse Cenneti hakkaten görmek isterim.' demiş ve cennete çıkmış.
Bir bakmış, bulutların üzerinde bir yer, etrafta melekler uçuşuyor, insanlar
lir çalıyor, güzelce bir yer ama Cehennem kadar değil. 'Tamam' demiş tanrıya Bill Gates, 'Ben cehenneme gitmeye kararlıyım.' Bir süre sonra tanrı cehennemi ziyaret
etmiş. Gitmiş Bill'in yanına, Bill bir duvara zincirlenmiş, alevler içinde karanlık bir
mağarada ve zebaniler işkence ediyor.
- Nasılsın Bill?
- Korkunç! Burası iki hafta önce geldiğim cehennem değil! Kızların oynaştığı o
güneşli kumsala ne oldu? Tanrı yanıt vermiş:
- O mu? O ekran koruyucuydu!!
Arkadaşlar ben vicdan filmine gittim berbattı bosuna gitmeyin filmin vicdanla ilgisi yok resmen hayal kırıklığına uğradık.Ayrıca cok acık sacık bir film ben böyle kötü bir film görmedim tabi bu benim düşüncelerim verdiğim paraya acıdım
Bu filme bi de ödül verdiler ya şasılacak bir şey
Kadının biri bir gün ormanda gezinirken tuzağa yakalanmış bir kurbağa görmüş.
Kurbağa ona, "Beni bu tuzaktan kurtarırsan, sana 3 dilek hakkı tanıyacağım". demiş.
Kadın onu kurtarmış ve kurbağa da:
- "Teşekkür ederim, ama sana dileklerinle ilgili bir koşulu söylemeyi unuttum. Ne dilersen dile, dileğinin 10 katı iyisine ve fazlasına kocan da sahip olacak!"
Kadın: "Tamam" demiş.
İlk dilek olarak;
- "Dünyanın en güzel kadını olmak istiyorum." demiş.
Kurbağa onu uyararak demiş ki:
- "Bu dilek, senin kocanı da dünyanın en yakışıklı adamı yapacak ve kadınlar onun başına üşüşecek."
Kadın:
- "Bu önemli değil, çünkü ben en güzel kadın olacağım için, onun gözü benden başkasını görmeyecek".
Ve ilk dilek gerçekleşmiş. Kadın dünyadaki en güzel kadın oluvermiş.
İinci dilek olarak;
- "Dünyadaki en zengin kadın olmak istiyorum." demiş.
Kurbağada yine uyararak:
- "Bu kocanı dünyadaki en zengin adam yapacak, senden de 10 kat zengin olacak" demiş.
Kadın: "Bu da önemli değil, çünkü benim olan onun, onun olan da benimdir" demiş.
Dilek gerçekleşmiş ve dünyanın en zengin kadını oluvermiş.
Kurbağa, kadına üçüncü dileğini sorduğunda, kadın son dileğini söylemiş:
- "Hafif bir kalp krizi geçirmek istiyorum" demiş...
kızlar sakın kendinizde bir eksiklik görmeyin çünkü aldatmak erkekler için normal bir durumdur.ben erkeklere kesinlikle güvenmem,bir erkek arkadaşım varsa seviyosambile kesinlikle bağlanmam eğer iyi anlaşıyok bile olsa en ufak hatasında silerim umurunda bile olmaz benim için mazi olmuştur zaten
Mimar Sinan'ın, Leonardo da Vinci ile yarışacak dehasını anlatmak istedik sizlere... Sizleri, büyük ustanın kalfalık eserim dediği Süleymaniye'nin şifreleriyle tanıştıralım ister misiniz?
Akıllara durgunluk verecek gizemli bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?. Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman tarafından imparatorluğun gücünü ve görkemini göstermek adına inşa ettirildi. Bu görev, tarihin en büyük ustası Mimarbaşı Sinan'a verildi. Camii ve külliyesi 7 senede bitirildi. Ancak 7 yıllık bu uzun süre Kanuni'nin canını sıkmıştı. Sinan'ın yapıyı neden bir türlü açmadığını anlamamıştı. O sırada her taraftan da dedikodular yağmaya başladı Sultan'a.
Kanuni durumu kendi gözleriyle görmek için bir ikindi vakti Süleymaniye'ye gitti. Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi caminin ortasında oturmuş nargilesini tüttürmekteydi. Sultan gözlerine inanamadı. Tok sesiyle ve bütün haşmetiyle '' Bu ne iştir Mimarbaşı '' diye haykırdı. Oysa Mimar Sinan'ın içtiği nargilede tömbeki yoktu. İçtiği sadece suydu. Usta mimar, nargilenin fokurtularını dinleyerek caminin akustiğini ölçmeye çalışıyordu. Mihraptaki imamın sesini, aynı oranda bütün camiye nasıl ulaştıracağını hesaplıyordu. Bunun için Anadolu'nun değişik köşelerinden 65 tane dev turşu küpü getirtti. Bu küpleri içleri boş, ağızları dışarıya gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirdi. Amacına ulaşmıştı Mimarbaşı. Sesi, yüzlerce metrekarelik mekanın her köşesine, en iyi şekilde yaymayı başarmıştı. Kanuni'de , Sinan'ın niyetini anlamış, ustasını hemen bağışlamıştı. Mimar Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etti. Elektriğin henüz bulunmadığı o yıllarda, Süleymaniye 275 dev kandille aydınlatılıyordu. Sinan, bu kandillerden çıkan is camiye zarar vermesin ve cemaati rahatsız etmesin diye orta kapının üzerine küçük bir odacık yaptırdı. Binanın değişik köşelerine açtığı oyuklardan giren islerin bu odada toplanmasını sağladı. Şaşırdınız değil mi? Durun, daha bitmedi Ve adına da İs Odası denilen bu bölmenin içine özel bir nemlendirme sistemi kurdu Sinan. Odada toplanan islerden, dönemin en kaliteli mürekkebini damıttı.
Süleymaniye'nin duvarlarında gördüğünüz o muhteşem kalem işleri, yazılar, süslemeler, caminin kandillerinden çıkan isten damıtılan o mürekkeple yapıldı. Tekrar altını çiziyorum, bunlar günümüzden 458 yıl öncesinin bilimiyle, teknolojisiyle yapıldı.
Son bir şifre daha var..
Hani oyuklar var dedim ya isin bir odada toplanmasını sağlayan , hava akımını içeri alan. Dışarıya çıkıp o iki oyuktan içeriye baktığınızda, birinden caminin içindeki Allah, diğerinden ise Muhammed yazılı dev levhaları görürsünüz. Ayrıca Süleymaniye'nin hangi köşesini, hangi duvarını, hangi açısını ölçerseniz ölçün, sayısal olarak karşınıza Allah kelimesinin ve katlarının çıktığını görürsünüz.
Bu düşüncelere durgunluk verecek sanat eseri karşısında insanın Da Vinci'nin şifresi de neymiş diyesi geliyor... Ne dersiniz?!