Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.
Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.
Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam,
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam,
Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.
Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok.
Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok.
Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok.
Aynalarda kendimi göresim sende kalmış.
Sende kalmış umudum, saadet çağım sende,
Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende,
Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende,
Can diyorum sana,can kafesim sende kalmış.
Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
Sanki her noksanımı mecburum itirafa,
Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.
Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek,
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
Kelime-i şahadet getirmem için gerek,
Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış.
Sen bir şarkıyı yorumlarken
Ayaklarım yerden kesilir benim
Yedi kat göklerde dolaşırken,
Başım bir yıldıza çarpar
Akkor kesilir bedenim...
Sen bir şiiri yorumlarken
Bense gök kusagına binerim
Yüregim kıpır kıpır bir kuştur artık!
Dagin, vadinin üzerinde
Yagmurla yarış ederim;
Sen bir resmi yorumlarken
Boyalar canıma karışır benim
Figürler egemen zaman ve mekana
Yer-gök türkü çiçegidir
Yeşerten sensin güzelim...
Sen sustugun vakit ilk yaz yok artık
Berekette biter, sevda da biter
Birden çöküverir kış ve karanlık
Şarkısız, şiirsiz, resimsiz bir dünyaya dökülür
Kanatları kırılan türküler...
Bahattin Karakoç
sevgili red tina arkadaşım,
insan bir anda kendisine açılan bir konu için şok oluyor. Çok teşekkür ediyorum. Bu konuyu görünce ilk aklıma gelen 5 dk'a önce okuduğum ve beğendiğim şiiri buraya koymak oldu. Tekrar teşekkürler.
Tam ay tutulması, bu yıl iki kez yaşanacak. 3 Martı 4 Marta bağlayan gece gerçekleşecek 2007nin ilk tam Ay tutulması, havanın açık olması durumunda, tüm Türkiyeden çıplak gözle, izlenebilecek.
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi ve Ankara Üniversitesi Rasathanesi Müdürü Doç. Dr. Berahitdin Albayrak, tam Ay tutulmasının, dolunay aşamasındaki Ayın tamamen kararması anlamına geldiğini belirterek, 3 Mart tarihinde Ay, Dünya, Güneş üçlüsünde Ay ve Dünyanın gölge oyununa şahit olunacağını söyledi.
Nadir görülen gök olaylarından biri olması nedeniyle önem taşıyan tutulmanın Türkiyeden bu yıl içinde izlenebilecek tek tam Ay tutulması olduğunu vurgulayan Albayrak, bir sonraki benzer ay tutulmasının Türkiyeden Haziran 2011de gözleneceğini belirtti.
Albayrak, 3 Mart gecesi TSİ 23.30da ayın sol taraftan kararmaya başlayacağını, tam tutulmanın ise 00.44-01.58 saatleri arasında yaşanacağını bildirdi. Tam tutulma sırasında Ayın renginin koyu kırmızıdan sarıya dönüşeceğini belirten Albayrak, tutulmanın izlemeye değer olan bölümünün 1 saat 14 dakika süreceğini kaydetti.
Tutulmanın TSİ 03.12de sona ermesiyle, Ay, Dünya ve Güneşin bu nadir birlikteliği noktalanmış olacak. Ayın tamamen dünya gölgesi içine girme aşaması, Avrupa, Afrika, Ortadoğu ülkeleri ve Asyanın bir kısmından gözlenebilecek.
Tam ay tutulmasının güneş tutulmalarından sonra en çok ilgi çeken gök olaylarından biri olduğunu belirten Albayrak, güneş tutulmalarını çıplak gözle izlemenin zararını hatırlatarak, ay tutulmasının bu yönüyle çok rahat gözlenebilecek bir olay olduğunu ifade etti.
Gözlem için teleskop gerekmediğini, gözü korumak için de herhangi bir filtreye ihtiyaç duyulmadığını anlatan Albayrak, ay tutulması sırasında dünyanın yuvarlaklığının bir kez daha test edilebileceğini vurguladı.
Güneş ve Ay tutulmaları, nadir gözlenen doğa olayları olmaları nedeniyle, bilimsel yolla açıklanamadıkları dönemlerde korku ve endişe yarattı. Mitlere, efsanelere konu olan ve farklı inanışlarla açıklanan tutulmalarla baş etmek içinde birçok yol denendi.
Bazı söylencelerde, ayın kararması, Aya saldırıldığına, düşmanların Ayı sakladığına, kötü ruhların Ayı sardığına, yediğine ve Ayın kötülüklerle mücadele ettiğine dair ifadelerle anlatıldı.
Bu inanışlar nedeniyle Ayın tekrar aydınlanması için büyüler yapıldı, teneke, davul, tencereler çalınarak gürültü çıkartıldı, silah atıldı, dua edildi ve hatta aya kurban verildi.
İLGİNÇ EFSANELER
Mısırlılar; Ayın, Güneşin ışığını habersizce alıp kullandığına, bunun üzerine kurulan yıldızlar mahkemesinin de Aya gündüzleri görünmeyi yasakladığına inanıyorlardı. Bu inanca göre, sadece Ay tutulmalarında açık görüşe izin veriliyor ve Ay o gün yeryüzüne inip arkadaşlarıyla görüşüyordu.
Şamanizmde, tutulmalarda kötü ruhların güneşin ve ayın etrafını sardığı düşünülüyor, karanlığın felaket getireceği inancıyla kötü ruhları kovmak için ateşler yakıyor, gürültü çıkartılıyordu.
Budizm ve Konfiçyusa göre, kötü ruhların işi sanılan tutulmalar karşısında tepkili tapınma törenleri düzenleniyordu. Altay Türklerinin bir efsanesinde de yedi başlı dev (yelbegen) Ay ve Güneşten öç almak için onları kovalıyor ve yiyordu. Altay Türkleri de, Ay tutulduğu zaman şöyle diyordu: Yine Yelbegen Ayı yedi.
BBCnin yayınladığı aylık bilim teknoloji dergisi Focus, 4100 kişi arasında yaptığı ankette tarihin en sevilmeyen 10 icadını belirledi. Sonuçlara göre en sevilmeyen 3 icat silah, cep telefonu, ve nükleer enerji.
Focus Dergisinin anketine katılanların yüzde 35i ateşli silahlar, biyolojik silahlar, atom bombası ve patlayıcıların en sevmedikleri icatlar olduğunu söyledi.
İkinci sırada yüzde 17lik bir oranla cep telefonları, zil sesleri ve kısa mesaj sesleri geldi.
Üç tekerlekli pilli araç Sinclair C televizyon ve nükleer enerji de yüzde 9 oy alarak üçüncü sıraya yerleşti.
Listenin son 5indeyse otomobil, sigara, fast-food, trafik radarı ve din bulunuyor.
Focus Dergisinin editörü Paul Parsons anketle ilgili olarak insanları neyin öfkelendirdiğini öğrenmek ilginç geldi. Hayatımızda çok önemli rol oynayan bilgi modern teknoloji ürünleri bile aslında herkesi memnun etmeyebiliyor yorumunu yaptı.
İçinde para, çiklet, internet, plastik, alkol ve reklamların bulunduğu
listede, yüzde 2lik oy oranıyla din olgusunu en kötü icatlardan biri olarak belirlenmesi de ilgi çekti.