hmask

hmask

Üye
05.05.2005
Uzman Onbaşı
4.384
Hakkında

  • Ünlü Fransız yazar George Perec'in hiç "e" harfi kullanmadan yazdığı "La Disparition - Kayboluş" adlı romanı, hiç "e" harfi kullanılmadan Türkçe'ye çevrildi.

    Türkçe'de, özellikle Yaşam Kullanma Kılavuzu adlı romanıyla tanınan ünlü Fransız romancı Georges Perecin kendisi kadar ünlü olan Kayboluş adlı romanı Türkçeye çevrildi. Perecin hiç e harfi kullanmadan yazdığı roman, yine hiç e harfi kullanılmadan Türkçeye aktarıldı.

    Çevirmen Cemal Yardımcı, Perecin kitabını ilk eline aldığı günden bugüne üç yıl geçtiğini ama son bir yılda tam anlamıyla çeviriye konsantre olduğunu ve bu süre zarfında zaruri ihtiyaçlar dışında neredeyse evden çıkmadığını belirtti. Böyle bir kitabı Fransızca yazmanın çok daha zor olduğunu vurgulayan Yardımcı şunları söyledi:

    Fransızcada e harfi kullanmamaya karar verdiğinizde kelime hazineniz yüzde 30-40 oranında daralıyor. Türkçede ise bu oran dörte bire iniyor. Sen, ben, ve, -ken gibi kelime ve ekleri kullanamamak insanı bir hayli zorluyor.

    1961 doğumlu olan, Galatasaray Lisesinden sonra birincilikle girdiği İTÜyü birincilikle bitiren, daha sonra Boğaziçi Üniversitesinde master ve doktora yapan Yardımcı, Perecin metniyle uğraşmaktan keyif aldığını gizlemiyor.

    Romanda, Anton Voyl (Anton Ssliharf) adlı kahramanın kayboluşu polisiye bir kurguyla anlatılıyor. Antonla birlikte, dünyadan e harfi de kaybolmuştur. Perecin kaybolmasına göz yumduğu e harfinin, Fransız işbirlikçiler tarafından Nazilere teslim edilen ve toplama kampında ölen annesini simgelediği söyleniyor.

    Perec kullanma kılavuzu

    1936da Pariste doğan Perec, sosyolog, deneme yazarı ve çevirmen kimlikleriyle tanınıyor. 1965de yayımlanan Les Choses / Şeyler adlı eseriyle Renaudot, La Vie mode demploi / Yaşam Kullanma Kılavuzuyla ise 1978 Médicis ödülünü kazanan Perec, Mart 1982de öldü. İddialara göre, Perec tarafından açıklanana kadar hiç bir eleştirmen kitabın e harfi kullanılmadan yazıldığını farketmedi. Yaşam Kullanma Kılavuzu, İsmail Yerguz çevirisiyle Türkçeye kazandırıldı. Enis Batur da, kitaptan yola çıkarak bir Perec Kullanma Kılavuzu hazırladı.
#12.12.2005 12:14 1 0 0
#12.12.2005 11:53 0 0 0
  • 40 yaşından sonra yılda yüzde 2ye varan kas kayıpları bol bol et yemekle önlenebilirmiş.

    Bilim adamları yaşlıların kaslarını kaybetmemeleri için 'aminoasit' önerdi.
    Kaslar devamlı parçalanıp yeniden inşa edildiğinden, genç insanlar için bu iki işlem birer denge unsuru.

    Fakat yaşlılar için parçalanma süreci yenilenme sürecinden daha fazla çalıştığı için kaslar yıllar içerisinde çalışamaz hale gelebiliyor.

    Proteinlerin kaslardaki hareketlerini inceleyen Fransız araştırmacılar yaşlıların yemek listelerine aminoasit lösini içeren yiyecekler eklemelerinin kaslarına yararlı olduğunu savunuyor. 40 yaşına varan kişilerin kaslarında her yıl 0.5 ve yüzde 2 oranlarında kayıp yaşanıyor.

    Auvergne İnsan Beslenme

    Araştırma Merkezi'nden lösinin en fazla ette olduğunun altını çizen uzmanlar, "İnsanlar yaşlanınca eti azaltırlar ancak kaslar için protein almayı sürdürmeleri gerekiyor. Böylece düşme ve kırık riskini de azaltabilirler" dedi.
    Aminoasitler, en çok yumurta, et, balık, süt ve yoğurt gibi protein kaynakları ile mercimek, nohut ve fasulyede bulunuyor.
#12.12.2005 11:40 0 0 0
  • Işıklar ve televizyon açıkken uyumak vücudun biyolojik saatini devre dışı bırakarak çeşitli ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor.

    Kuzey Carolina Üniversitesi ve Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi üyesi Prof. Dr. Aziz Sancar,
    geceleri çalışmanın, ışıklar ve televizyon açık iken uyumanın vücudun biyolojik saatini devre dışı bırakarak çeşitli ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını söyledi.

    Prof. Dr. Sancar, Türk-Amerikan Mimarlar, Mühendisler ve Bilim Adamları
    Derneği (MIM) tarafından New York'taki Türkevi'nde düzenlenen Biyo-teknoloji
    Sempozyumu'nda, ''İnsanın Biyolojik Saatinin Biyokimyasal Mekanizması' konulu
    bir sunum yaptı.

    Televizyonun karşısında uyumayın

    Geceleri tüm ışıkların söndürülmesi ya da ışıkların olabilecek en asgari seviyeye indirilmesinin biyolojik saatin doğal ve sağlıklı işleyişi için bir gereklilik olduğuna işaret eden Prof. Dr. Sancar, gece ihtiyaç için
    uyanıldığında dahi mümkünse ışıkların açılmamasının sağlık için daha uygun
    olduğuna dikkat çekti.

    Prof. Dr. Sancar, özellikle çocukların uyuduğu odalarda az bile olsa gece ışık yakılmamasının önemine dikkat çekti. Karanlıktan korkan çocuklar için mecbur kalınması durumunda ise en uygun gece lambasının, kırmızı renkli olanlar olduğunu belirten Prof. Dr. Sancar, televizyon
    açıkken uyumanın da insan vücudunun biyolojik saatine ve dolayısıyla sağlığına zararlı olduğuna işaret etti.

    Sabah en verimli çalşma zamanı...

    Yaratıcılıkla alakalı işler için sabah saatlerinin en verimli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sancar, öğleden sonraların ise fiziksel
    faaliyetler için günün en verimli saatleri olduğunu ifade etti.

    İnsanın biyolojik saatinin işleyişi ile kalp hastalıkları ve kalp krizi arasında yakın ilişki bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Sancar, buna delil olarak kalp krizlerinin en yüksek olduğu zaman diliminin sabah 10.00 civarı olmasını gösterdi.

    Sancar, kalbin hızlı çalıştığı ve dolayısıyla kan basıncının yüksek olduğu bu saatlerin
    kalp krizininde en yüksek olduğu saat dilimi olduğuna dikkat çekti. Türk ve Amerikalı bilim adamlarının da yer aldığı sempozyumda ayrıca, MIM eski başkanlarından olan ve halen Stryker adlı bir araştırma kuruluşunda çalışan Dr.
    Değer Tunç ve Drexel Üniversitesi H.H. Sun Biyomedikal Mühendislik ve Elektrik
    Mühendisliği öğretim üyelerinden Prof. Dr. Banu Onaral da birer konuşma yaptı.

    Bugüne kadar bulduğu icatlarla ABD Patent Enstitüsü'nden 22 patent alan Dr. Değer
    Tunç, Amsterdam Üniversitesi'nden bilim adamları ile gerçekleştirdikleri sırt ağrılarını sona erdirecek yeni bir tedavi yöntemine ilişkin bilgi verdi.

    Sırt ağrılarına son

    Yeni yöntemin klinik testlerinin koyunlar üzerinde başarılı olduğunu anlatan Dr. Tunç,
    yeterli derecede test yapıldıktan sonra insanlarda kullanılacağını kaydetti. Prof.
    Dr. Banu Onaral ise ''İnsan Beyninin Fonksiyonlarını Takip İçin İşlevsel Kızıl
    Ötesine Yakın Spektoskopy''e ilişkin çalışmaları anlattı. Konuşmaların ardından 2005 yılı içerisinde Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi üyeliğine seçilmesi dolayısıyla Prof. Dr. Aziz Sancar'a, Prof. Dr. Onarel ile Dr. Tunç'a da Türk bilim camiasına katkılarından dolayı birer plaket verildi.
#12.12.2005 11:38 0 0 0
  • NASA, Dustin Hoffman'ın canlandırdığı "Yağmur Adam" karakterine esin kaynağı olan ve hafızasında 9 bin kitap bulunan 54 yaşındaki otistik Kim Peek'i incelemeye aldı.

    İnsan beyninin sırlarına ermeye çalışan NASA, aritmetik hafızası ile herkesi şaşırtan ve bu yeteneğiyle Oscar ödüllü "Yağmur Adam" filmine konu olan Kim Peek'in beynini incelemeye başladı.

    Kitapları kısa bir sürede okuma yeteneğine sahip olan Kim Peek'in hafızasında 9 bin kitap bulunuyor. ABD'deki pek çok kentin haritasını da ezbere bilen Peek, dünyada yaşanmış bütün büyük olayları da tarihleriyle hatırlayabiliyor.

    Scientific American dergisinde yayınlanan konuyla ilgili makalenin yazarlarından Darold Treffert, "Kim'in hikayesi, bize insan beyninin düşündüğümüzden daha yetenekli olduğunu ortaya koyuyor. Tıpkı diğer bilginlerde olduğu gibi, beyninin bir kısmı devre dışı kalırken, öteki taraflarda yaşanan gelişmeler dikkat çekici yeni kabiliyetler kazandırmış. Bu da bize hepimizin kayda değer bir gizli entelektüel potansiyelimiz olduğunu gösteriyor. Ancak Kim ve diğer dahileri inceleyerek, bu güçlerimizi nasıl uyandırabileceğimizi öğrenebiliriz dedi.

    IQ TESTİNDE VASAT

    NASA da uzun uzay yolculuklarında astronotların beyninin nasıl çalıştığını çözebilmek için Kimin beyninin nasıl çalıştığını deşifre etmek istiyor. Şimdi 54 yaşında olan Kimin doğduğunda beyin kökünde bulunan beyinciği tam gelişmemişti, ayrıca iki beyin lobunu birbirine bağlayan köprücüklerden bulunmuyordu.

    4 yaşına kadar konuşamayan ve küçüklüğünde özürlü olduğu sanılan Peek, ileriki yaşlarda yetenekleriyle herkesi şaşırtmaya başladı. Gerçi IQ testlerinde vasat sayılacak 87 puana ulaşabiliyor, ama bazı alanlarda zirve yaparken, bazı alanlarda da hiç performans sergileyemiyor.

    Gömleğinin düğmelerini bile ilikleyemeyen ancak hafızasına aldığı kitapları, hangi tarihin haftanın hangi gününe denk geldiğini şıp diye söyleyebilen Kim Peek için babası, Okuduklarının yüzde 98ini hatırlıyor. Hard diske yazılım kopyalamak gibi, ama Kimin hafızası asla çökmüyor diyor.

    Neler yapabiliyor

    Hafızasında 9 bin kitap bulunuyor.

    Herhangi bir tarihin haftanın hangi gününe denk geldiğini söyleyebiliyor.

    ABDdeki bazı kentlerin haritalarını olduğu gibi hafızasına almış durumda.

    Klasik müziğe özel ilgisi var. Dinlediği parçanın hangi bestekara ait olduğunu, ne zaman yazılmış olduğunu hemen söylüyor.

    Dünya tarihindeki büyük olayları, tarihlerini, aktörlerini hatırlıyor.

    Telefon kodlarını, posta kodlarını ezbere biliyor.

    Filmleri, konuları ve oyuncularıyla hatırlıyor.
#12.12.2005 11:32 0 0 0
#12.12.2005 11:29 0 0 0
#12.12.2005 11:27 0 0 0
#11.12.2005 23:36 0 0 0
#11.12.2005 23:14 0 0 0
#11.12.2005 22:09 0 0 0
#11.12.2005 21:36 0 0 0
  • Amerika'da yapılan bir araştırma, ay çekirdeği ile antep fıstığının, içerdiği phytosterol maddesi sayesinde kolesterolü düşürdüğünü, kalp sağlığı üzerinde olumlu etkisi bulunduğunu ortaya çıkardı.

    Günümüzde en çok şikayet edilen yüksek kolesterole lezzetli çare bulundu. Yapılan araştırmalara göre en çok tüketilen kuruyemişler arasında bulunan ayçiçeği çekirdeği ve antep fıstığı içerdiği phytosterol (PS) maddesi sayesinde kolesterolü düşürürken, kalp sağlığına iyi geliyor. Amerika'nın Virginia eyaletine bağlı Blacksburg'da bulunan Virginia Politeknik Enstitüsü ve Üniversitesi'nde yapılan araştırmalar, çekirdeğin ve antep fıstığının kalp rahatsızlıklarına iyi gelen ve kolesterolü düşüren phytosterol maddesi açısından en zengin çerez olduğunu ortaya çıkarttı.

    Yiyecek yeterli değil

    Araştırmacılar aynı özelliği taşıyan susam ve nohutun ise yemeklerde kullanımının çok fazla tercih edilmediğini belirtti. Diğer yandan kolesterolü düşürmek ve kalp rahatsızlıklarından korunmak için sadece yiyeceklerin yeterli olmadığı, düzenli bir diyetin ve sporun da sağlıklı bir hayat için etkin bir rol oynadığı belirtildi.
#11.12.2005 14:27 1 0 0
#11.12.2005 14:25 0 0 0
#11.12.2005 14:24 0 0 0
#11.12.2005 14:22 0 0 0
#11.12.2005 14:21 0 0 0
#11.12.2005 14:20 0 0 0
#11.12.2005 02:20 0 0 0
#11.12.2005 02:16 0 0 0