Kumguzeli

Kumguzeli

Üye
31.12.2005
Acemi Er
65
Hakkında

  • Kelin ilacı olsa önce kendi kafasına sürermiş.Sabahtan beri bende uğraşıyorum.Allah yardımcın olsun arkadaşım keşke anlasaydım da yardım edebilseydim
#04.02.2006 16:12 0 0 0
  • Az önce başka bir bölüme de yazdım,sebeb olduğum için kirlilik için önce özür diliyorum..Sorunum web kamerası..İki saate yakındır uğraştığım halde kuramadım.Cd de veya kamerada sorun yok daha önce başka pcde denendi ve çalışıyordu.Tam kurulum aşamasında dosya bulunamıyor diyor ve kurulumu iptal ediyor.Şu anda denetim masasından girince kurulmuş görünüyor ama ortalarda yok.Nedenini anlamadım.Usb bağlantılı herşeyi kaldırdım belki engel oluryorlardır diye yine olmadı. Ben sıyırtıyorum galiba...Anlayan biri varsa ve bana yardımcı olursa sevinirim arkadaşlar...

    A4 TECH USB PC CAMERA H Kameranın markası bu
#04.02.2006 13:39 0 0 0
  • Web kamerasını kuramıyorum.Windows sınamasından geçmediğini söylüyor.Usb bağlantılı herşeyi kaldırdım tekrar denedim olmuyorrrr...Belki arkadaşlar arasında bu kameranın sürücüsüne sahip olan vardır veya bu karşılaştığım sorunun nedenini bilen.Ben içinden çıkamadım.Yardım ederseniz sevinirim arkadaşlar..

    A4 TECH USB PC Camera H markası bu kameranın. Galiba ben çözümü biliyorum kamerayı kırıp rahat edicem ...Eğer sorunun ne olduğunu bilen varsa ve bana yardımcı olursa çok sevinirim...SELAM VE DUA İLE ..
#04.02.2006 13:32 0 0 0
  • En ümitsiz anlarda bile ümit vardır değil mi ama?.. Belki de at uçacak
#29.01.2006 13:08 0 0 0
#25.01.2006 09:17 0 0 0
#18.01.2006 10:56 0 0 0
#06.01.2006 17:01 0 0 0
  • Konu: Sustum
    Harikasın scaba...ben alıntı yaptım ama sen yüreğindekileri yazmışsın.
#06.01.2006 16:35 0 0 0
  • SOKAKLARDA BİR ÇOCUK

    Bir çocuk usulca ağladı bu gece
    Kimseler duymadı, kimse anlamadı
    Özlemleri yanarken küçücük kalbinde
    Yoksulluğa anne gibi sarıldı iyice
    Uzaklarda kuş sesleri vardı ama çok uzak
    Gökyüzü kurşuni hava yağdı yağacak
    Bir kedi dolandı çıplak ayaklarına
    Sadece açlığı vardı kediyle paylaşacak
    Kopmuştu kendinden ölesiye umutsuz
    Bir saçak altı aradı gözleri uykusuz
    Uzun karanlıklarda kayboldu küçük gölgesi
    Kendi gibi bir kuytuda renksiz soluksuz
    Arsız ateşler geziyordu hasta bedeninde
    Yüzünü kendi bile tanımıyordu zaten
    En son dördüncü sınıfta bakmıştı aynaya
    Mavi önlüğünü giyip yakasını takarken
    Başını yasladığı duvar gibiydi yüreği
    Acılar bile acıtmıyordu ki artık Seyfiyi
    Mutluluk yarım kalan okulu kadar uzak
    Sevgi hiç yiyemediği pasta kadar tatlıydı
    Onunda çok uzak bir zamanda bir yerde
    Hayal meyal gördüğü bir annesi vardı
    Yağmur süzülürken merdiven altlarından
    Kaçtığı evini hatırlamaya çalıştı
    Bir soba geldi aklına çıtır çıtır
    Birde yer sofrasında dumanı tüten bulgur pilavı
    Sonra çok yemesin diye kaşıkla eline vuran
    Anlamsız sevgisiz üvey anne suratı
    Yarım kalan bir düş pırıltısıydı çocukluğu
    Ama düş bile göremiyordu uykularında artık
    Kaçak gecelerde acırken sokak kokan nefesi
    Bazen ağlardı öylesine çocuk öylesine usulcacık
    Ayaklarını sürüyerek gelmişti birgün okuldan
    Sürgündeki filiz gibi taze yeşildi yüzü
    Dört gün hasta bir kedi gibi yattı yatağında
    Beşinci günü hatırlamıyordu bile anılarında
    Birde babasının cılız kollarından sarkan elleri vardı aklında
    Nasırlı sert çatlak ama babaca
    O hiç bukadar çaresiz görmemişti babasını
    İnsan kokan soğuk hastane koridorlarında
    Dudakları mor bir mühür gibi gezdi günlerce
    Yer minderinde otururken hep birşeyler mırıldandı
    Daha mı çok çalışıyordu babası ne
    Eve yorgun umutsuz yenik gelmeye başladı
    Büzülürdü yatağına delik kalbi çırpınırken Seyfi
    Hiç tanımadığı boşlukları sarardı küçük elleri
    Bitmeyen gecelerin sancılı korkularında
    Sabah ayazı dalardı yaralı düşlerini
    Dayanamam sana derdi babası yüzüne baktıkça
    Ama o dayandı birden göçen babasının acısına
    Bir bayram sabahı sıyrıldı çocukluğundan
    Sıyrıldı düşlerinden umutlarından
    Yağmur yıkarken susuz gecekondu mahallesini
    Artık evim diyemediği evinden arkasına bile bakmadan gitti
    Yıldızlar ellerindeydi bu akşam oysa
    Yine yağmur okşuyordu gözyaşlarını şefkatle
    Gece bir yorgan gibi sarıyordu tenini
    Sokaklar Onun annesi sokaklar Onun eviydi
    Bir çocuk usulca ağladı bu gece
    Kimseler duymadı kimse anlamadı
    Özlemleri yanarken küçücük kalbinde
    Hiç yaşanmamış hayallerine yaslanıp
    Ölümüne anne gibi sarıldı iyice
#05.01.2006 22:02 0 0 0
  • Gerçekten çok güzel bir şiirdi...Beni çok etkiledi,boğazıma bişeyler düğümlendi sanki...yaa bana yapmayın böyle şeyler
#05.01.2006 21:45 0 0 0
  • Konu: NE FAYDA
    Yusuf Hayaloğluna teşekkürler bu güzel şiir için.Sende ekleyip bizim okumamıza vesile oldun bir teşekkür de sana arkadaşım,ellerin dert görmesin..
#05.01.2006 21:41 0 0 0
  • Evet ne yazık ki sevilenler kadir kıymet bilmiyor..Niye böyle bilmiyorum belki şiirde yazıldığı gibi şımarıyordur.Ne güzel olurdu değil mi tüm sevenler sevgilerinin karşılığını alsa,ama bu mümkün değil...En iyisi biz süründürmeye devam edelim
#05.01.2006 21:35 0 0 0
  • Konu: Sustum
    SUSTUM!!

    Sustum!
    Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
    yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
    kimse duymuyor...
    sustum
    sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir
    yaraları yalayan rüzgar, akıp giden nehir
    gözlerim konuşuyor yalnız!

    sustum!
    bin ah sürüp dudaklarıma
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    sustum!
    sustu benimle deniz,
    sustu deli dalgalar, sustu martılar...
    umutlarımı sarıp rüzgarlara
    uzaklara savuruyorum her gece
    yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
    kimse görmüyor...

    saçı ağarmış hayaller
    nemli kirpiklerle
    bulutlandığında gözlerim öfkeli yıldırımlar gibi
    gökte şimşek olup çakıyorum
    kimse görmüyor...

    Sustum!
    tuz basıp yaralarıma!
    içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
    yaslanıp yalnızlığın duvarına
    gül döküp kalabalık sokaklara
    kimsesiz geziyorum gönül ülkemi
    kimse bilmiyor...

    sustum!
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
    acılar konuşuyor şimdi yalnız
    yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
    tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
    atıyorum uçurumlardan
    kimse görmüyor

    sustum!
    mavi saçlarını kokluyorum rüzgarların
    uçurumların dudaklarını öpüyorum
    içimde incecik bir sevgi ürperiyor
    sarı hüzünler dökülüyor bahçelere
    gelmiyor beklediğim bahar
    yaralar merhem tutmuyor
    gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
    mendil silmiyor
    yağmur dinmiyor
    sevdiğim bilmiyor

    sustum
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman
    sustum
    yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
    kimse duymuyor

    sustum!
    İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
    sustum, sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım
    bulutlar haykırdı isyanımı
    şimşekler haykırdı
    sadece ben duydum
    sadece ben

    ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
    ey kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
    yaralar merhem tutmuyor
    geceler avutmuyor
    ben sustum
    acılar konuşuyor yalnız

    ben sustum!
    susmuyor yüreğimi kavuran kasırga
    pencereme vuran yağmur damlaları
    susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar
    gelmiyor bahar, kuşlar sevinmiyor
    yıldızlar küs
    ay üzgün
    güneş doğmuyor
    acılar dinmiyor
    içimde binlerce şiir kanıyor
    kimse bilmiyor

    sustum!
    sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu hayat
    sustu zaman
    acılar konuşuyor yalnız
    kimse duymuyor...
    duymuyor...
    duymu...
    duy...




    Hani susarız ya bazen..Semayı yırtacak çığlıklar içimizde yankılanırken..Kendimizle bile konuşmayız,içimizde kopar tüm fırtınalar bu onun şiiri galiba...Şair NURİ CAN'a teşekkürler bu duygular ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi...
#05.01.2006 19:36 0 0 0
#05.01.2006 13:41 0 0 0
#04.01.2006 13:56 0 0 0
  • evet benim de çok beğendiğim bir şiirdir..zaten o yüzden sizlerle paylaşmak istedim ya...şiirlerde beni etkileyen farklı bir duygu yoğunluğu oluyor..tşk ederim sevgili moderötürümüz...
#04.01.2006 09:49 0 0 0
  • " SENİ ÖZLEMENİN KİTABINI YAZABİLİRİM...



    "Sen bana / yalnızca / Ve sadece / Kahpe sensizliği sor / Rezil beklemeyi / özlemeyi sor. / Tanrı şahidimdir / Kurda / kuşa / Dağa / taşa bile anlatabilirim. / Demem o ki / uzaktaki yakınım: / Vuslatlara yabancıyım, / Ama, / Seni özlemenin kitabını yazabilirim"

    :cubuk:

    Seni özlemenin
    Ne demek olduğunu sor bana,
    Yetmiş iki dilde anlatabilirim
    Kitabını yazabilirim sayfalarca.
    Yalnızlığın rezilliğini
    Kokuşmuşluğunu
    Ve çıplaklığını da.
    Ama hiç kimse
    Kavuşmanın güzelliğini
    Sormasın bana / anlatamam.
    Ben sana hiç kavuşmadım ki!

    Bilmiyorum
    Dudakların nasıldır.
    Sıcak mı ateş topu kadar,
    Yoksa soğuk mu
    Buza kesmiş bir bardak su gibi?
    Kıvrımlarına,
    Kırmızı karanfiller mi tutunmuş,
    Küle gizlenmiş kor mu var?
    Tenime değdiğinde dudakların
    Cemre mi düşer bedenime,
    Mızrap değen bir saz teli gibi
    Titrer mi yüreğim bilmiyorum.
    Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki!

    Bir kadını sardığında kolların,
    Ürkek ceylânlar
    Nasıl kurtulur tuzağından?
    Dolu yemiş yaprak gibi
    Nasıl titrer bir yürek?
    Ellerin nasıl okşar bir bedeni,
    Goncalar
    Nasıl güle döner sıcaklığınla / bilmiyorum.
    Hiç sana sarılıp yatmadım ki!

    Kısacası:
    Tatmadım kavuşmayı / anlatamam.
    Ama,
    Seni özlemenin kitabını yazabilirim.
    Anlatabilirim daldaki kuşa / topraktaki solucana.
    Yokluğunda yıllardır
    Özlemine dayanmayı öğrendim
    Yokluğuna katlanmayı
    Aşağılık avunmayı öğrendim nasılsa
    Ustası oldum beklemenin
    Tükenmek pahasına.

    Ama hiç kimse / kavuşmayı,
    İki derenin birbirine karışıp
    Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu
    Sormasın bana ,anlatamam.
    Çünkü seninle ben,
    Ayrı kaynaktan doğmuş
    Sularında hasretleri taşıyan
    Başka denizlere koşan iki ırmağız.
    Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları
    Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız.
    İşte onun için
    İki dere nasıl karışır birbirine
    Nasıl sığar iki nehir bir yatağa /bilmiyorum.
    Seninle
    Hiç aynı yatakta coşmadım ki!

    Sen bana /yalnızca
    Ve sadece
    Kahpe sensizliği sor
    Rezil beklemeyi , özlemeyi sor.
    Tanrı şahidimdir
    Kurda kuşa
    Dağa taşa bile anlatabilirim.
    Demem o ki uzaktaki yakınım:
    Vuslatlara yabancıyım,
    Ama,
    Seni özlemenin kitabını yazabilirim.

    KAMURAN ESEN

    Çok sevdiğim bir şiirdir...İnşallah sizler de beğenirsiniz dostlarım
#03.01.2006 21:36 0 0 0
#03.01.2006 08:31 0 0 0
#01.01.2006 16:41 0 0 0