deste

deste

Üye
04.09.2007
Er
472
Hakkında

#30.01.2011 00:39 0 0 0
  • Konu: Biriciğim
    Gözünüze, elinize, emeğinize sağlık. Teşekkürler
#30.01.2011 00:38 0 0 0
  • Konu: Geçit Yok
    Tuncel Kurtiz işte bu. Muhteşem bir yorum...

    İç dağlayıcı görüntüler...

    emeğinize sağlık...
#30.01.2011 00:33 0 0 0
  • .
    noimage



    Bilseydim Sever miydim?

    Bilseydim;
    hep böyle sessiz kalır bu şehir sensiz?
    hep böyle hüzün kokar geceler?
    hiç hayal kurar mıydım?...

    Bilseydim ayazda öksüz kalır düşlerim
    kar yağar gönül şehrime hep
    semtine uğrar mıydım?


    noimage


    Bilseydim yaralı bir tren ömür
    her durakta seni arayacağım
    bulutlandığında gözlerim
    içimde umutlar besleyip
    her bahar rüzgarlara soracağım


    noimage


    bilseydim kırılır kanadım kolum sen giderken
    bilseydim göz göz olur yaralarım seni beklerken
    bilseydim üşür ömrümün goncası seni özlerken
    hiç sana gönül verir miydim?
    sevgilim der miydim?


    noimage


    Bilseydim;
    üşürüm hep sensiz geceler de
    nemli kirpiklerle sarılıp yastığa
    her gece ah çeker miydim?
    Leyla'sını yitirmiş mecnun misali
    aşk çölünü bekler miydim?


    noimage


    her yandığında yüreğim
    şiire, aşka sığınır mıydım?
    dolanır mıydım kördüğümlere?
    yarasalar uçurur muydum kör karanlığa
    kahrolur muydum aşk için?


    noimage


    Bilseydim; biraz sancı, biraz acı
    özlemin adıdır yazılan her şiir
    Bilseydim; her seven biraz Mecnun
    her sevdanın sonu ayrılık
    ve nankördür aşk
    sana kalbimi verir miydim?
    için için erir miydim


    noimage


    Bilseydim;
    bir ömür hep bekleyeceğim
    üşüyen yaralarımla seni özleyeceğim
    koynumda yaralı kalır kır çiçeğim
    hiç kahrını çeker miydim?
    yollarına yüreğimi eker miydim


    noimage


    Bilseydim; özler miydim seni
    uzakları gözler miydim
    kurar mıydım onca hayal
    kıyı köşe boynumu büker miydim
    senin için gözyaşı döker miydim
    ve bilseydim;
    kafama vurmana
    kalbimi kırmana
    mutluluğumu almana izin verir miydim


    noimage


    Bilseydim;
    kırık bir dal yalnızlığı ömür
    karalar bağlar mıydım aşk için?
    bulut olup ağar mıydım
    yağmur olup yağar mıydım
    öksüz çocuklar gibi mahzun ve biçare
    oturup bir köşede gizli gizli ağlar mıydım...



    Nuri CAN
    1978 Nijmegen



    noimage


    [main-arkaplan-muzik]251[/main-arkaplan-muzik]


    .
#29.01.2011 21:05 0 0 0
  • Geldi hazân, yine hicran,yine hüsran, yine giryân bana düştü ah! ..
    yine firgat, yine hasret,yine figan, yine efgân cana düştü ah! ....
    attı felek, her birimiz bir yana düştü
    ince bir duman gibi geçip gidiyor zaman
    yan ey gönül yan, şimdi dermansız derdine yan

    hüzünlere yazılmış bir ömür bizimkisi neylersin
    ah! leyli yar...
    kış geldi, yine tipi, yine boran, yine duman
    yine her gece kalbimize yağıyor kar...

    Nuri CAN
#26.01.2011 09:13 0 0 0
#26.01.2011 08:59 0 0 0
  • .

    noimage



    Gitme


    Gitme
    figan düşer denizlere sular çekilir
    yağmur yağmaz vahalardan kirpiklerime
    bir rüzgar hıçkırır tenhada, bir dal kırılır
    boynunu büker kır çiçekleri kelebekler ölür


    noimage


    gitme
    bir yıldız küser göğüne, içini çeker bir çocuk
    şaşırır yönünü rüzgarlar
    bütün pınarların suyu çekilir
    solar nazlı çiçekleri kalbimin, üzülürüm


    noimage


    gitme
    öksüz kalır içimdeki imge dağları
    saçlarını öpen seher yeli, çoban yıldızı
    bir daha turnalar geçmez, bülbüller ötmez
    çiçekler açmaz bahçemde ah gülüm


    noimage


    gitme
    acılara mahkum olur yüreğim
    ardında fırtınalar kalır, ayrılıklar, anılar, yanlızlıklar
    boynu bükük aşklar, gözü yaşlı şarkılar
    alışamam yokluğuna, yokluğun ölüm


    noimage


    gitme
    içimdeki bütün vagonlar devrilir
    bir kar yağar istasyonlara, üşürüm

    gitme kal sevdiğim terketme beni
    umutsuz çaresiz bekletme beni
    bütün ormanlar ateşe verilir
    kuşlarda gider bu kent de, ölürüm


    noimage


    gitme kal
    menevşeler açsın dağlarda
    sevince dönüşsün gökyüzü
    iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm
    yokluğuna alışamam yokluğun ölüm


    noimage


    gitme
    bütün ormanlar ateşe verilir
    kuşlarda gider bu kent de, ölürüm



    Nuri Can

    [main-arkaplan-muzik]085[/main-arkaplan-muzik]
    .
#25.01.2011 18:27 0 0 0
  • .
    noimage

    Ay Gülüm
    Kapımızda nöbet tutuyor ölüm

    Diyecektim ki gülüm;
    Mevsim hazan mevsimi, mevsim gözyaşı mevsimi... Mevsim ayrılık mevsimi. Tarifsiz bir hüznün sarmalındayız. Anlatılması zor, ifadesi güç. Fikirler tel tel, şehra şehra düşünceler, duygular buruk buruk....
    Bir yanı bahardır kıyılarımızın bir yanı cehennem.
    Durmadan gözyaşı dökülüyor yüreğimizin üstüne. Acıdan, ayrılıktan haritalar ekleniyor alnımızın çizgilerine...

    Sararan yapraklar tutunamıyor artık dallarda gülüm! Rüzgar estikçe savrulup gidiyor her biri bir yana. Katar katar turnalar göçüp gidiyor üstümüzden...

    Diyecektim ki gülüm;
    mevsim hazan mevsimi, mevsim hüzün mevsimi, har düşmüş bağlara, bahçelere. Yapraklar üşüyor, yapraklar düşüyor dalından. Turna göçü gibi yapraklarında göçü başladı gülüm! ...

    Diyecektim ki gülüm;
    mevsim hazan mevsimi, mevsim kıran mevsimi. Her taraf ölümlerle acılarla dolu. Kan gölüne döndü dünya. Dört bir tarafta barut kokuları geliyor. Her tarafta savaş, kan gözyaşı var. Her tarafta bir kaos sürüyor... Bu yüzden karalar giydik gülüm! . Utandık insanlığımızdan! .
    Bacakları kopan çocukların feryatları doluyor yüreklerimize. Çığlıkları, çocukları ölen anaların. Hiç bu kadar sahipsiz, hiç bu kadar umutsuz, bu kadar çaresiz kalmamıştı yüreğimiz.

    Gerçeklerle hayallerin karıştığı, rüyalar şehri İstanbul'da bombalar patlıyor durmadan. Özlemler, hayaller ıstırap veriyor artık... Her ah! çekişte içimiz titriyor... Derin bir ah gibi sızlıyor yüreğimiz... Yüreğimiz parça.parça..
    Güvercinlerin öldürüldüğü, defnelerin sessizce ağladığı günlerdeyiz gülüm! ...

    Diyecektim ki gülüm;
    Çiçektir çocuklar: Bakım ister, özen, özveri, güven ve sabır ister, açmak için çiçeklerini bahara... Hepsinden önemlisi şefkat, sabır ve sevgi ister... Sulanmak ister sevgi pınarlarıyla... Tomurcuk tomurcuk açmak için dünyaya çiçeklerini... Sevgisizlikle solmamak için yaprak yaprak...

    Diyecektim ki gülüm;
    Bahçedir çocuklar:. Tohumdur ekilir, sürer filiz filiz.. Umudu besler bağrında. Emek ister, bakım ister... Büyür, olgunlaşır, sevgi meyvesi verir; sevinçle koklar ve tadarsın. Karşılık beklenmez, verdiğini alırsın...

    Diyecektim ki gülüm;
    Yüreklerimizi yıllardır sıcak ve hillesiz bir sevgiye kilitleyip, umutla,özlemle geleceğe dair apak düşler kurduk. Güneşli, aydınlık, güzel günlerin özlemini çektik. Belki biraz yorgun, belki durgun, ama yine de umutlu, yine de mutlu, sevgiyi işleyip mavilere, bütün yollara, dallara, dağlara gül yazdık.
    Sevgiyi, umudu, güveni, dostluğu, barışı, özgürlüğü, mutluluğu ve bunların getireceği güzellikleri bekledik ölümüne...

    Diyecektim ki gülüm;
    Geleceksin diye bütün yollara gül döktük. Güvercinler uçurduk mavilere.
    Sevgiyi,dostluğu, barışı, baharı, sevinci getireceksin diye dağlara, ovalara, denizlere. Bunca çirkinliklerin içinde güzelliği, saflığı, temizliği getireceksin diye kirlenmiş hayatımıza, yıldızlara haber saldık...

    Diyecektim ki gülüm;
    Yaşamak güzel... Yaşamak bir çiçek gibi, dört mevsim güzel kokular saçıyor üzerimize... Sevgiyle bakıyor herkes biribirine, sevgiyle sarılıyor... Kinler, düşmanlıklar, kötülükler Kaf Dağı'nın ötesine sürülmüş...

    Diyecektim ki gülüm; Gel!
    Yorulduk yollarına gül döküp beklemekten. Ey ömrümüzün taze gülü, ey gözleri öksüzümüz, her hazan bir gül getirip yüreğimize bırak ki, sevdamızın ateşiyle yakalım saçlarını yeryüzünün...

    Diyecektim ki gülüm;
    Herşeye rağmen yüreğinde bin umut taşıyor çocuklar gelecek baharlara...
    Dünyanın dört bir tarafında barış ve umut şarkıları söylüyor... Özgürlük ve mutluluk şarkıları söylüyor çocuklar, diyecektim...

    Ama diyemedim, diyemedik gülüm! ...
    Kapımızda nöbet tutuyor ölüm...


    Nuri CAN


    .
#22.01.2011 17:16 0 0 0
  • .
    noimage


    Sustum!

    'Herkes konuştuğunu yazar,bense sustuklarımı'

    Herkesin konuştuğu bir dünyada
    ben sustum!
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
    yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
    kimse duymuyor...

    Sustum!
    Bin ah sürüp dudaklarıma
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    sustu benimle deniz,
    sustu deli dalgalar, sustu martılar...
    umutlarımı sarıp rüzgarlara
    uzaklara savuruyorum her gece
    yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
    kimse görmüyor...


    noimage


    Sustum!
    Tam acılarımı haykıracaktım ki,
    sustum
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    bir çığlık kanıyor demedim, en derininde yüreğimin...
    içimdeki volkanları boğarak sustum!
    açmadım kimselere yüreğimi
    hançeri sadece kendime sapladım
    sapladım ve sustum!
    hüznü yüzümde,
    acıları gözlerimde topladım sustum! ..

    Sustum!
    sustu dudağımdaki şarkı,
    gözlerimdeki şiir
    yaraları yalayan rüzgar
    sokaklarında kahrolduğum şehir
    gözlerim konuşuyor yalnız!

    Saçı ağarmış hayaller
    nemli kirpiklerle
    bulutlandığında gözlerim
    gökte şimşek olup çakıyorum
    kimse görmüyor...


    noimage


    Sustum!
    tuz basıp yaralarıma!
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
    yaslanıp yalnızlığın duvarına
    gül döküp kalabalıklara her gece
    kimsesiz geziyorum gönül ülkemi
    kimse bilmiyor...


    noimage


    Sustum!
    tam sevdiğimi haykıracaktım ki, sustum
    sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
    acılar konuşuyor şimdi yalnız
    yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
    tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
    atıyorum uçurumlardan
    kimse görmüyor


    noimage


    Ne zaman
    dudaklarından öpmeye kalksam hayatı
    saçlarını koklasam rüzgarların
    içimde incecik bir sevgi ürperiyor
    sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
    gelmiyor beklediğim bahar
    yaralar merhem tutmuyor
    gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
    kimse silmiyor
    yağmur dinmiyor
    sevdiğim bilmiyor

    Sustum!
    sustu benimle sarı sabır,
    sustu hasret, sustu zaman
    yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
    kimse duymuyor


    noimage


    Sustum!
    İçimde dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
    sustum
    sustu dudağımdaki şiir
    gözlerimdeki nehir
    gönlümdeki yara
    bulutlar haykırdı isyanımı
    şimşekler haykırdı
    sadece ben duydum
    sadece ben

    Ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
    ey kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
    yaralar merhem tutmuyor
    geceler avutmuyor
    ben sustum
    acılarım konuşuyor yalnız
    yaralı gönlümün sızıları konuşuyor


    noimage

    Ben sustum!
    susmuyor yüreğimi kavuran kasırga
    pencereme vuran yağmur damlaları
    susmuyor dışarda inleyen rüzgar
    yıldızlar küs
    ay üzgün
    yağmur dinmiyor
    içimde binlerce şiir kanıyor her gece
    kimse bilmiyor
    kimse duymuyor


    noimage


    sustum!
    sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,
    sustu hayat, sustu zaman
    acılar konuşuyor yalnız
    acılarım konuşuyor
    kimse duymuyor...
    duymuyor...
    duymu...
    duy...


    Nuri CAN


    [main-arkaplan-muzik]026[/main-arkaplan-muzik]
#22.01.2011 00:52 0 0 0
  • .
    noimage

    Delinin Biri

    Herkesin akıllı olduğu bir dünyada
    delinin biriyim ben
    asi bir rüzgar
    gazel düşmüş yapraklar gibi
    oradan oraya savrulan

    aykırı bir adamım yani
    ne kadar sussamda
    delirmiş çığlıklar var içimde
    ait değilim bu kirli çağa
    istemediğim bir hayatın yamacında
    sırtımda gamdan dağlar taşıyorum.
    yüreğimin içinde yaşıyorum hep
    bir yanım vizeli, bir yanım kaçak
    sevgisizlik sarmış heryeri
    ayağa düştü aşk
    tutunduğum dallar incecik,
    kırıldı kırılacak...

    Deliyim ben, delinin biri
    hüzün ve ah kokulu bir günah
    hayatın bilge ve kırılgan yanı
    yalnız ve yorgun
    bir yanımda gamdan dağlar
    bir yanım uçurum

    Herkesi ben gibi sandım
    yanıldım
    ne ben kimseye benzeyebildim
    ne de kendime kimseyi benzetebildim
    dönendim durdum uclarda
    herkesin acısından pay kaptım.
    sarıp ipek bir mendile yaralarımı
    içime attım.

    noimage

    yalnız gülerken sevdi beni insanlar
    ağlarken ağlamadı benimle kimse
    kazandıklarımın yanında,
    yitirdiğim çok şey var hayatımda.
    ne bireysel olabildim ne de toplumsal
    yaşamı sorgulamadan,
    ve hep erteleyerek geçip gitti zaman...

    kendimi ihmal edip,
    başkaları için yaşadım hep...
    şiirler yazdım, resimler çizdim
    ağıtlar dizdim
    yine de kendimsizdim...
    dilimde ertelenmiş sözcükler
    gözlerimde gerçekleşmeyen hayaller kaldı
    bir türlü yeşertemedim kurumuş dallarımı
    başkalarının çizdiği yolda gidip geldim bir ömür...

    Deliyim ben
    yüreğimde umut,
    gözlerimde tanımsız hüzün kırıkları taşıyorum.
    düşündüğüm hiç bir şeyi paylaşamadım
    düşüncelerim içimde saklı kaldı hep
    sıkışıp kaldım bildiklerim ile bilmediklerim arasında
    bir kelepçe gibi takıp kollarıma yalnızlığı
    sürülerin tuttuğu bir yolda,
    gidip geldim öylesine bir başıma
    aldırmadan gözyaşıma...

    Nuri CAN

    [main-arkaplan-muzik]237[/main-arkaplan-muzik]


    .
#18.01.2011 17:42 0 0 0
  • .
    noimage


    Ne Giysek Yakışmıyor Hüzünden Başka


    Yüzümüzü sulara bıraktık
    hayallerimizi sıvası dökülmüş duvarlara
    sardıkça yangınlar içimizi
    yoksul bir yaşamın cenderesinde
    yaralarımız üşüdü...
    Önce miydi, sonra mıydı,
    kar mıydı?
    yağmur muydu?
    bilemedik?
    üşüdükçe içimize çöktü sis...

    Hep sancısını çektik kahreden hayatın
    ne giysek yakışmıyor hüzünden başka
    eğilip bakmaya korktuğumuz,
    sahipsiz mezarlara döndü içimiz.
    her akşam tanımadığımız bir hicran
    görmediğimiz bir ıstırap çaldı kapımızı...

    Kalbimizi bir vefasız,
    ömrümüzü bir hayırsız aldı
    hayatın çıkmazında hep teselli aradık
    buruk gülümsemeler dindirebilir mi hüznü ah! Can?
    kime ne verebiliriz ki,
    gönül mü?
    ömür mü?
    can mı?
    mal mı?
    yok, yok yüreğimizden başka servetimiz

    Her baktığımız göz yuttu gönlümüzü
    hançerini sapladı her tuttuğumuz el
    hangi adaya sığınsak ihanet kokuyor.
    nereye gidebiliriz ki ah! Can,
    yüreğimizden başka
    sokaklar çıkmaz sokak ömrümüzde,
    kahretsin...


    Çıktığımız her yolculukta
    düştüğümüz her kalabalıkta
    ıssız bir kıyıda üşüdü ömrümüz
    yetim bir ruh, nemli gözlerle
    her gece sarılıp bir hayale,
    yalnızlığımızı alıp bastık bağrımıza...

    kırgındık mevsimlerin koynunda, yaralıydık
    acılarla yattık, acılarla kalktık,
    bir ömür acılara acılar kattık
    kurudu gözpınarlarımız,
    karanlığı siper edip gözlerimize
    yüreğimizle ağladık.

    Kimsesiz bir çocuğun yüreğine çizip resimlerimizi
    kayıp mezarlara gömdük,
    yüzümüze siper ettiğimiz gülüşleri
    ve yükleyip sevdalı bir kuşun kanadına anılarımızı
    ardında el açıp aşka ve acıya ağladık...


    noimage


    Hep yüreğimizde saklı tuttuk sevgimizi,
    gözlerimizde, yüzümüzün hüznünde saklı tuttuk...
    gökyüzünü doldurup soluğumuza
    isyanımızı kilometrelere zincirleyip
    kayıp bir vadide idam ettik geçmişimizi...

    Gidenler dönmedi ah! Can
    solgun bir güz bahçesi renginde,
    boynu bükülü gelincikler gibi kaldık
    yaralı uçurumları birer birer koşarak
    boş yere yollara baktık, türküler yaktık
    kurudu gözpınarlarımız, yüreğimizle ağladık.


    Yaralı bir ülkeyiz şimdi, terkedilmiş bir şehir
    nehir nehir acılar damlıyor bedenimize
    önümüzde dağ dağ uçurumlar
    ardımızda ölümün ayak sesleri
    nasılda acıyor hayatımız ahh! Can

    Gurbet ki, kahreden yanımız
    acılara gömdüğümüz isyanımız
    derdimizi kime nasıl anlatırız,
    kimimiz var ki,
    lime lime yüreğimiz,
    ilmik ilmik gözyaşlarımızdan başka


    Hasret ki, göçmen kuşların kanadında taşıdığı
    gamdan bir dağ gibi oturmuş gözlerimize...
    buruk gülümsemeler dindire bilir mi hüznü ah! Can?
    kime ne anlatabiliriz ki,
    ağızdan çıkan her söz yaralıyor yüreğimizi....




    Nuri CAN
    [main-arkaplan-muzik]277[/main-arkaplan-muzik]

    .
#16.01.2011 23:50 0 0 0
  • noimage


    Hoşçakal Gönlümün Nazlısı


    noimage


    Gidiyorum buralardan yalınayak ve üzgün
    önümdeki uçurumlara aldırmadan...
    asi... onurlu... ve ümitsiz...
    Bu şehri, bu yıldızları, bu düşleri
    bu hüznü, bu kederi terk ederek gidiyorum
    onurumu koyup başımın üstüne
    kör bakışlardan, sahte dostluklardan
    yalan hesaplardan uzaklara gidiyorum
    hoşça kal ayak izim, gönül gizim, yürek sızım
    hoşçakal...

    Varsın hayallerim kurduğum yerde kalsın
    o gerçekleşmeyen hayallerim.
    ardımda yaralı bir yürek
    kederli bir ömür
    ve yoksul anılar bırakarak
    çocuklara veremediğim umudum
    yarınlara taşıyamadığım sevdamla çekip gidiyorum işte
    hoşçakal gönlümün nazlısı, bağrımın sızısı hoşçakal...

    Gidiyorum başım önümde, gözümde nem
    duramam artık ey aşk, ey sevdiğim
    hüzne ve kedere boğulduğum bu şehirde duramam.
    hiç bir anı kabul etmiyor beni
    bedenim buz gibi soğuk
    yüreğim paramparça keder
    kış kadar soğuk ellerim
    ardımda yoksul bir sevda
    ve bana ait ne varsa bırakıp ardımdan gözü yaşlı
    çekip gidiyorum işte
    hoşça kal anlımın yazısı, kaderimin küskünü
    hoşçakal...

    noimage

    Bütün yaprakları dökülmüş
    dalları kırılmış bir ağaç gibi hıçkırarak
    ve bırakarak ardımdan sırtımı yasladığım
    çınar ağacını yaslı
    meçhule giden acılar yüklü bir gemide
    uğuldayan rüzgarlara sarıp sesimi
    şarkıların sustuğu, aşkların vurulduğu
    limanlara gidiyorum sevdiğim
    hoşça kal kırık sazım, sevdamın yaralı türküsü
    hoşçakal

    Bir yıldız daha kaymadan gözlerimden
    sönmeden yüreğimde bir arzu daha
    ıssız bir köşede bırakıp kırgın gülüşlerimi
    düşlerimi hüzünlü bir fotoğrafa yükleyip
    çekip gidiyorum işte ey aşk, ey sevdiğim...

    Bir daha yağmamalı bu ihanet yağmurları
    ağlamamalı bu yürek bir daha
    yüreğimdeki acıları başka bir acıyla sarıp
    alıp dağların ve yıldızların gölgesini yanıma
    yüzümde kış, bakışlarımda kar
    yorgun akan bir ırmak misali
    kimsesiz sokaklara bırakıp yalnızlığımı
    gidiyorum sevdiğim
    hoşça kal gecelerimin yıldızı, karlı dağların yalnız kızı,
    canımın özü, gönlümün gözü yar
    hoşça kal...

    Bütün borçlarını ödedim bu sokakların, alacağımı aldım
    geri dönmez bir mevsimdeyim artık
    duramam ey aşk
    bu şehre sığamam bu hüzünle
    yoksa acılar üşütür beni
    kar kavurur anılarımı
    donar bakışlarım
    üşürüm... üşürüm ey aşk

    Sorma nereye, hangi dağın ardına?
    ne kadar uzağa varır yolum?
    kim yoldaş olur bana?
    dönüp gelir miyim yine bahar geldiğinde?
    çiçek açtığında mor dağlar
    sorma! ...

    Bak akşam
    vakit tamam
    uzak yıldızlara gözlerimi
    ayışığına sessiz gölgelerimi bırakıp
    yazıp gözyaşlarımı sabah çiğlerine
    sazımdaki hüznü, içimdeki sızıyı
    boynu bükük karanfilimi basarak bağrıma
    yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara
    çekip gidiyorum buralardan
    hoşçakal nazlı çocukluğum, sevdalı gençliğim
    bağrımın ateşi, kalbimin ahı, mühür gözlü yar
    hoşçakal...
    hoşçakal...

    noimage


    Nuri CAN

    [main-arkaplan-muzik]134[/main-arkaplan-muzik]
#15.01.2011 02:29 0 0 0

  • noimage


    Karlı dağ yamaçlarında vurdu beni avcılar
    yaralı uçurumlarda uçmayı unutmuş,
    kanadı kırık bir kuş gibi kaldım...

    Ellerimde kalbimin atışları
    dudakğımda hasretin yakarışları
    gözlerimde güllerin gözyaşları kaldı

    Ah! ne dostlarım arar şimdi,
    ne de yolunu gözlediklerim çıkıp gelir...
    bir dağ çiçeğine gizledim özümün rüzgarını
    alıpta saramadım sineme vay...


    noimage


    Cebimde ayrılık otları
    gözlerimde yakarışlar
    içimde yıllanmış kırgınlıklarla
    sakalımda sarı tütün kokusu mahsun...

    Kırıldım işte ey hayat tutan yok elimi
    boynuma sarılan yok
    her akşam tanımadığım bir hicran
    bilmediğim bir hüzün çalar kapımı...

    Çare değil beklemek ey kalbim
    çare değil
    gelmiyor işte ölümüne özlediğin
    yıllarca yolunu gözlediğin
    hayalini herkesten gizlediğin
    gelmiyor işte...


    noimage

    Bilemedim, kimseye olduğundan fazla
    değer verilmeyeceğini
    sevgiyi hak etmeyenin sevilmeyeceğini
    bir sevda rüzgârıydı esip geçti de...
    bir masaldı sevdim bitti de...
    unut onu kalbim
    unut alnımın karasını
    bağrımın yarasını
    unut

    Kırıldı ağacımın sevgi dalları
    uçup gitti umut kuşlarım
    hayatın elinde kara bir gül
    batırıp duruyor dikenlerini canıma...
    yüreğimde uçurum yaraları
    gözlerimde sessiz sızılarla
    dipsiz uçurumların koynunda
    ayazlar üşütüp durur tenimi her gece...

    yitirmiş mevsimler rengini ömrümde
    içimde bütün arzular tükenmiş
    önümde dağ dağ yalnızlıklar
    yalın ayak koşuyorum şimdi kara kışlara
    ayaklarım kan- revan içinde...
    unut onu kalbim
    unut tatlı sözlerini
    deniz rengi gözlerini
    ondan sana fayda yok

    Çağırsam duymuyor
    almıyor beni bu kuytudan ah!?
    dinler mi anlatsam derdimi dağlar?
    eser mi rüzgar?
    alıp götürür mü sesimi sular?


    noimage

    Ah! Kalbim
    ne kadar haykırsam,
    duymuyor sesimi kimse uçurumlardan başka
    tutmuyor elimden yalnızlığımın
    sabıkalı ihanetler tutmuş yol başlarını

    Cehennemler uzatarak uçurumlara
    fırtınaların öfkesine yazıp aşk fermanımı
    derin bir vadide idam ettim kimliğimi...

    Unut kalbim onu
    unut varlığını
    yokluğunu unut
    ondan sana hayır yok

    Ömrümde bahar gelmeyi
    çiçek açmayı
    kuşlar uçmayı unuttu çoktaaan...

    Sen de unut onu
    sen de unut kalbim...
    sen de unut onu...
    unut kalbim...
    unut onu...
    unu ka...
    un...
    u...


    Nuri Can
    13/ 12/ 1984



    [main-arkaplan-muzik]169[/main-arkaplan-muzik]
#12.01.2011 23:05 0 0 0
#09.01.2011 13:54 0 0 0
#09.01.2011 13:42 0 0 0


  • noimage

    Yokluğun buz gibi soğuk

    Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... "Üşüme" diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... "Özledim" deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna, ağlasaydım doya doya ... Geçerdi üşümesi yüreğimin, geçerdi üşümesi bilirim. Kirpiklerimde yağmurlar dumanlanmazdı...

    Seninle suları yeşil bir ırmağın kıyısında buluşmak, saçlarının kokusundan öpmek, içime çekmek ve serin soluğundan içmek, sana sarılmak, kucaklamak, uçmak isterdim

    Ama nafile, aramızdaki bütün yollar kapalı... Bütün dallar kesik... Yokluğun buz gibi soğuk... Üşüyorum... Yüreğim donmuş sanki, gözlerim de...
    Ateşler içinde bedenim... Öyle bir üşüme ki, hiç bir şey ısıtmıyor artık. Bütün uzuvlarım uyuşmuş. Ezip geçiyor ruhumu acılar...

    Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi. Kirpikleri kırılan bir zamanın teninde ağrılı şiirler topluyorum gecelere...

    Bilirim, sevmek ve özlemek bir ateşe dokunmaktır; yakmaktır yüreğini yangınlarda. Ama ben üşüyorum. Yokluğun buz gibi soğuk. Yakacak bir şeyimde yok
    Ağlıyorum, buza dönüşüyor gözyaşlarım Ağlıyorum, akıp gidiyor gözyaşlarım çağlayanlara Bakakalıyorum ardından çaresiz

    Ah! bir el olsan dokunsan alnıma, okşasan saçlarımı bir anne şefkatiyle.. Geçerdi ağrısı başımın, geçerdi biliyorum... Bir gül olsaydın bahçemde, koklasaydım nefes nefes, çekseydim içime derin derin... Bir göz olup baksaydın gözlerime, çekip alsaydın içindeki hüznü... Ah! bir bilsen nasıl sevinirdi yüreğim, nasıl sevinirdi dudağımdaki gelincik, kapımdaki akasya...

    Susuyorum artık derin derin... Ve sessizce soluyorum bir hazan yaprağı gibi... Oysa ne kadar çok hasretim konuşmaya, anlatmaya
    anlaşılmaya... Oysa ne çok istiyorum, tüm bedenimden söküp almanı yalnızlığımı, hicranımı bir tılsımla...

    Yüreğim kanrevan, dikenler acımasız, ayaklarım kırık koşamıyorum artık doruklara, menzil uzak...

    Gel, yalnızlığıma arkadaş olsun sevgin, umut olsun... Gel ağlayan gözlerimi sil, ki, hesapsızca,sınırsızca, sevsin yüreğim. Bir adımız Aşk olsun...


    Gel, yüreğim ol, bedenim ol, her ölümümde yeniden hayat ver. Elim, ayağım, canım ol... Gecem - gündüzüm ol... Ağlayan gözlerim ol ve her damlada yeniden doğur umudu... Yeniden yarat ki, seni ne kadar özlediğimi anlatayım dünyaya, ne kadar çok sevdiğimi ...

    Önce sen gel sevgilim solmadan resimler, şiirler sislenmeden... İslenmeden geceler ... Sonra ölüm gelsin... Sonra ölüm gelsin...

    Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi....


    Nuri CAN
    .
#07.01.2011 19:08 0 0 0
#06.01.2011 17:34 0 0 0
  • .

    noimage


    Bir gece alıp başını çekip gitmeli bu şehirden
    gecenin parmaklarından sızarken karanlık
    şafak sökmeden
    kimseler görmeden
    dönüp bakmadan ardındaki uçurumlara
    alıp sırtına dertleri, kederleri çekip gitmeli bu şehirden

    bir gece çekip gitmeli bu şehirden kar yağarken
    ışıklar sönmeden
    gün dönmeden
    boğmadan ihanetler
    yorgun, yalnız ve kararlı
    dönüşü olmayan bir yola saparak
    bilinmez uzaklara yelken açmalı
    insanlardan uzak yerlere
    denizi mavi bir adaya mesela
    ya da ıssız bir dağbaşına

    bütün anıları yakıp
    bütün köprüleri yıkıp
    aldırmadan önündeki uçurumlara
    dönüp bakmadan geride kalanlara
    takıp koluna gölgeni
    yüreğini de alıp yanına
    ağlamadan
    sessiz
    sedasız
    vedasız
    yüzüstü bırakarak hatıraları çekip gitmeli bu şehirden


    noimage


    bir gece çekip gitmeli bu şehirden kar yağarken
    insanlardan uzak bir yere gitmeli
    uzak bir dağbaşına mesela
    ya da denizi mavi ıssız bir adaya
    ay şavkı vurduğunda sulara
    bir ceylanın ruhu kadar özgür olmalı ruhun


    her gece yıldızlar dökülmeli üzerine
    gözlerinde doğmalı güneş
    kuş sesleriyle uyanmalı her sabah
    çiçeklerin kokusu doldurmalı içini
    kirli, ucuz ilişkilerden uzak
    gökkuşağı renginde bir damla huzur bulmalı insan


    noimage


    bir gece alıp başını çekip gitmeli bu şehirden
    bu kirli hayatı, sevgi yoksulları, ikiyüzlü
    ve onursuz yalakalara bırakıp
    kapatıp kapıları, sürgüleri de çekip
    hüzünlü bir gülüş serperek odalara
    uykusuz geçen bir gecenin ardından
    yorgun, yaralı,yalnız ve kararlı
    örtüp üstüne geceyi
    yıldızları da alıp koynuna,
    gözlerinden süzülen iki damla yaşla
    vurup sırtına yalnızlığını çekip gitmeli bu şehirden...


    noimage



    Nuri CAN

    [main-arkaplan-muzik]102[/main-arkaplan-muzik]
    .
#06.01.2011 17:31 0 0 0