Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası ikinci maçında 19 Eylül Stad'ında Orduspor'u 0-3 mağlup etti. Karşılaşmada takımımızın golleri 10. dakikada Arda Turan, 51 ve 61. dakikalarda Nonda'dan geldi. Bu sonuçla Galatasaray Ziraat Türkiye Kupası B grubunda 6 puanla liderliğini devam ettirdi.
Stadyum: 19 Eylül
Tarih: 10 Ocak 2010 Pazar / 13:30
Hakemler: Bünyamin Gezer, İsmail Şencan, Mehmet Cem Hanoğlu 4. Hakem: Ömer Faruk Ocak
Cezalılar: Yok
Hava Durumu: Ordu'da maç günü hava bulutlu, şehirde en yüksek sıcaklık 24, en düşük sıcaklık ise 11 derece olacak.
TV: Trt 1
İnternet: www.galatasaray.org
Galatasaray
Ufuk, Uğur, Servet, Emre Aşık(Dk.46 Mehmet Topal), Hakan Balta, Barış, Ayhan, Mustafa, Caner, Arda(Dk.71 Linderoth), Kewell(Dk.46 Nonda)
Sarı Kartlar
Dk.86 Jerry (Orduspor), Dk.33 Ayhan, Dk.57 Caner, Dk.70 Arda (Galatasaray)
Goller
Dk.10 Arda, Dk.51 ve 61 Nonda (Galatasaray)
Kırmızı Kart
Dk.5 Erol Yükseker (Orduspor)
1.Yarı
1' Maça Orduspor başladı
1' Arda'nın sağ kanattan ortasında Ayhan topu Kewell'a bıraktı. Kewell gelişine sert şutu yandan auta gitti..
3' Kewell'ın sol kanattan yerden ortasına Barış ön direkte vurdu top yandan auta gitti..
5' Orduspor'da Erol Arda Turan'a yaptığı sert faulden sonra direk kırmızı kart gördü.
10' GOOOOOLLLLL!!!!! Caner'in sol kanattan içeriye yaptığı ortada Barış'ı geçen topu Arda altıpas önünde plase vuruşla ağlara gönderdi. 1-0
14' Caner sol kanattan korner kullandı, ceza sahası içine ortasını yaptı Servet yükseldi kafayı vurdu ama top üstten auta çıktı.
16' Barış sağ çaprazdan ceza sahası içine girdi, şut vurmak istedi ama savunma ayak koyarak topu kazandı.
21' Barış sağ kanatta topla buluştu ceza sahası içine ortasını yaptı ama savunma topu uzaklaştırdı.
24' Mehmet Ayaz ceza sahası önünde topla buluştu, kaleye şut denedi ama top savunmaya çarparak uzaklaştı...
27' İrfan sağ kanattan arka direğe doğru ortasını yaptı ama top doğrudan auta çıktı.
28' Ayhan sol çaprazdan ceza sahası içine girdi, kaleye şutunu vurdu ama top üstten auta çıktı.
31' Kewell ceza sahası önünde Arda ile paslaşarak ceza sahası içine girmek istedi ama savunma ayak koyarak topu kazandı.
32' Mehmet Ayaz sağ kanattan ceza sahası içine doğru ortasını yaptı, İrfan penaltı noktası üzerinde topun gelişine plase vuruş yaptı ama top üstten az farkla auta çıktı.
33' Galatasaray'da Ayhan sarı kart gördü.
36' İrfan ceza sahası dışınadan kaleye şut denedi ama top kaleci Ufuk'ta kaldı.
37' Kewell ceza sahası önünde topukla topu Arda'ya verdi Arda gelişine şutunu vurdu ve top savunmaya çarparak az farkla üstten kornere çıktı.
40' Mehmet Ayaz ceza sahası önünde topla buluştu şut açısı aradı şutunu vurdu ve kaleci Ufuk son anda topu saha içine çeldi sonrasında savunma topu taca gönderdi.
44' Maçın 4. hakemi 1 dakikalık kayıp zaman işareti verdi...
45'+1 İlk yarı Galatasaray'ın 0-1 lik üstünlüğüyle sona erdi.
2.Yarı
46' İkinci yarıya Galatasaray başladı.
46' Galatasaray'da oyuncu değişikliği. Emre Aşık yerine Mehmet Topal, Kewell yerine de Nonda oyuna girdi..
49' Fatih Şen ileriye doğru uzun oynadı ama top kaleci Ufuk'ta kaldı.
52' GOOOOOLLLLL!!!!! Barış sağ kanattan ceza sahası içine girdi, ön direğe doğru yerden ortasını yaptı ve Nonda ön direkte topa dokunarak ağlara gönderdi. 0-2
54' Orduspor'da oyuncu değişikliği. Rıza yerine Alaattin oyuna girdi..
57' Galatasaray'da Caner sarı kart gördü.
60' Mehmet Ayaz ceza sahası içine paslaşarak girdi ama savunmada Servet ayak koyarak tehlikeyi uzaklaştırdı.
61' GOOOOOLLLLL!!!!! Arda ceza sahası içinde topla buluştu köşeye doğru şutunu vurdu top savunmadan geri döndü sonrasında Nonda önüne düşen topa sert vurdu ve top ağlarla buluştu.0-3
62' Arda ceza sahası önünden aşırtma bir vuruş denedi ama top üstten auta çıktı.
67' Orduspor'da oyuncu değişikliği. Yunus yerine Bilaloyuna girdi..
68' Barış sağ korner çizgisi yanından topu içeriye çevirdi ama savunma topu uzaklaştırdı.
69' Uğur sağ kanattan arka direğe doğru ortasını yaptı Mustafa Sarp gelişine kafayı vurdu ama top kaleci Fevzi'de kaldı.
70' Galatasaray'da Arda sarı kart gördü.
71' Galatasaray'da oyuncu değişikliği. Arda yerine Linderoth oyuna girdi..
73' Uğur sağ kanattan ceza sahası içine pasını verdi, Caner topla buluştu şutunu vurdu ama top üstten auta çıktı.
79' Mehmet Ayaz savunmanın arkasına atılan pasa hareketlendi ama hakem ofsayt kararı verdi.
81' Barış kaleye doğru orta yaptı ve savunma araya girerek topu kornere gönderdi.
83' Orduspor'da oyuncu değişikliği. Günay yerine Muhammed oyuna girdi..
86' Orduspor'da Jerry sarı kart gördü.
89' Maçın 4. hakemi 2 dakikalık kayıp zaman işareti verdi...
90'+2 Maçın son düdüğü geldi. Galatasaray Orduspor'u 0-3 mağlup etti
Galatasaray Bayan Basketbol Takımı'nın başarılı oyuncusu Işıl Alben, Galatasaray Televizyonu'nunda yayınlanan Kaleydoskop programının konuğu oldu.
Senden sağlık durumunla ilgili bir şeyler öğrenelim. Sağlığınla ilgili ne gibi gelişmeler yaşanıyor?
Bildiğiniz gibi Nisan ayında sakatlandım, Mayıs'ta ameliyat oldum, Ekim'de oynamaya başladım. 4 Kasım'da Riga maçında yeniden sakatlandım, 18 Kasım'da da bir kez daha ameliyat oldum. Ameliyatımın üzerinden 6 hafta geçti ve bu süreçte hiçbir olumsuz gelişmeyle karşı karşıya kalmadık, her şey planladığımız şekilde gitti. Ameliyattan sonra dönüş sürecimin 4 ay içinde sonlanacağı söylenmişti. Bu süre dizimin verdiği reaksiyona göre uzayabilir ya da kısalabilir. Çeşitli egzersizler ve denge hareketleri yapmaya devam ediyorum. Sakatlıktan sonra parkelere dönüş süreci oldukça zorlu geçiyor, sonuçta dar bir alanda kısıtlı hareketlerle çalışabilme şansım var. Psikolojik olarak da en az fiziksel anlamda yorduğu kadar zorluyor. Hayatım şu anda dizim üzerine kurulu ama geri dönmek gibi bir hedefim olduğundan dolayı bütün bu zorluklara katlanmak durumundayım. Günün büyük çoğunluğunu tedaviyle geçiriyorum. Artık alıştım demeyeceğim, çünkü kötü bir duruma alışmak iyi bir şey değil. Bütün pozitif enerjimi vererek, en kısa zamanda iyileşmeyi umut ederek azimle çalışıyorum.
Psikolojik olarak da zor oluyor dedin. Verdiğin bir demeçte "Bu forma için mücadele etmiyor olsaydım basketbolu bırakabilirdim. Galatasaray forması altına mücadele edecek olmanın verdiği hırsla daha çabuk iyileşmek istiyorum" demiştin.
Evet, bunu söyledim. Daha küçük yaşlarda sporcular için sakatlık riskleri daha kuvvetlidir. Bir sakatlık geçirdiğim takdirde neler olabileceğini o yaşlarda düşündüğüm zaman "ben herhalde böyle bir durumdan sonra toparlanamam, buna dayanamam" diyordum. Ama benim formamdan aldığım inanılmaz bir güç var. Dolabımda ilk sakatlık geçirdiğim gün giydiğim formam duruyor ve ben ona baktıkça bu duruma katlanabilmeyi başardım. Malesef "parçalı" yı giyemeden tekrar sakatlandım. Yine söylüyorum, Galatasaray armasının olmadığı başka bir formayla bunları yaşasaydım, bu durumun altından kalkamazdım. Forma bana inanılmaz bir güç veriyor. Her iki sakatlığımda da inanılmaz bir destek gördüm. Galatasaray taraftarıyla aramda çok kuvvetli bir bağ var ve ben bu bağı her yerde, şartlar ne olursa olsun hissediyorum. Ben formamı sahada terletiyordum. Taraftarımız da tribünde terletiyor. Sonuçta biz taraftarlarımızla ortak bir hedef doğrultusunda emek veriyoruz. Hepimizin emeğinin, çabasının adı Galatasaray... Sakatlığımla ilgili durumlarda bana her daim destek olan takım arkadaşlarıma, idarecilerimize, başkanımız Adnan Polat'a, genel sekreterimiz Selçuk İren'e, eski şube sorumlumuz Ahmet Dedehayır'a, çok teşekkür etmek istiyorum. Bu isimlerin yanından özel bir paragraf da Mihriban Oğuz için açmam gerek. Kendisi sporculuk hayatında aynı sakatlığı yaşamış olduğu için, gerek fiziksel, gerekse de psikolojik olarak bana çok destek oldu. Şu anda yürüyebiliyorum, yakın zamanda inşallah koşmaya başlayacağım. Bu süreçte bana destek olan herkese teşekkür ediyorum..
Aslında sana seninle ilgili bir şeyler sormak istiyorum, ama her zaman Galatasaraylı'lığınla ilgili bir şey çıkıyor karşımıza... mesela "Galatasaray'dan ne gelirse kabulümdür diyorsun"... Bir sporcunun böyle bir şeyi telaffuz ediyor olması gerçekten çok güzel bir durum. Hiçbir zaman duygularını, bu renklere karşı duyduğun sevgiyi saklamıyorsun. Geçtiğimiz sene programımızda" sürünsem Fenerbahçe'ye gitmem" demiştin. Bunları söylediğin için hiç pişmanlık yaşadın mı?
Söylediklerimden dolayı hiçbir zaman pişmanlık yaşamadım. Çünkü ben bunu söylerken hiç kimseye saygısızlık yapmadım. Ben Galatasaraylı'yım ve nefes almaya devam ettiğim müddetçe de Galatasaraylı'lığımın arkasında duracağım. Söylediklerimden dolayı pişmanlık değil, gurur duyuyorum.
Saçlarınla ilgili bir değişiklik yapmayı düşünüyor musun?
Yakın zamanda yapmayı planladığım bir değişiklik yok. Saçlarımı seviyor olma sebeplerimden biri de kırmızı bir şey giydiğim zaman sarı ve kırmızının birlikteliğine tanık oluyor olmam.... Bu yüzden saçımın rengini değiştirmeyi düşünmüyorum.
Parçalı formaya karşı büyük bir düşkünlüğün var değil mi?
Her Galatasaylı'da olduğu gibi "parçalı"nın yeri bende ayrı...
İnternette çok zaman geçirdiğine dair bir söylenti duydum. Doğru mu?
Eskiye oranla internette çok az zaman geçiriyorum. Bilgisayarı açtığım zaman intenetle ilgilenecek gücümün kalmadığını hissediyorum. Oturup bir film izlemek, sakin bir müzik dinlemek, ya da uyumak bana daha cazip geliyor.
"24" ü izliyordun...
24'ü severek izliyordum, sıkı bi Jack hayranıydım. Ancak şöyle ki benim inanılmaz bir uçak fobim var. Geçen sene Ankara dönüşü yolculuğunda malesef kötü bir tecrübemiz oldu. Üç kere düşme tehlikesi geçirdik ve o günden beri inanılmaz bir uçak korkusu yaşıyorum. 24'ün 7.bölümünde de konu uçak. Başladım izlemeye, uçağın içindeki görüntüleri, iki uçağın tam çarpışırlarken kurtulma anını gördüğüm gibi kapattım televizyonu...
Onun dışında takip ettiğin başka bir dizi var mı? Türk dizilerini takip ediyor musun?
Son dönemde düzenli olarak dizileri takip edemiyorum. Zaman kavramını yavaş yavaş yitirdiğimden içinde bulunduğumuz günün hangi gün olduğunu unutuyorum. Fırsat buldukça, denk geldikçe bu aralar Ezel'i izliyorum. Onun dışında Aşk-ı Memnu'yu biliyorum ama takip etmiyorum. Geçmişte de Yabancı Damat'ı severek izliyordum. Bunların dışında aklıma gelen bir dizi ismi yok.
Neler dinliyorsun bu aralar?
Çok değişiyor. Bir dakika içerisinde bile değişkenlik gösterebiliyor. Son dönemde sıkı bir Sezen Aksu hayranı olma yolunda ilerliyorum. Onun dışında Serdar Ortaç'ın birkaç tane sevdiğim şarkısı var. Yabancı dinlediğimde Country tarzı müzikleri tercih ediyorum. Hip Hop tarzı müzikleri pek sevmiyorum, dinlemesi yorucu geliyor. Soft Rock dinliyorum. Dinlendirici müzikleri daha çok tercih ediyorum.
Vizyondaki filmleri takip ediyor musun?
Tabi ki takip ediyorum. Zaman zaman arkadaşlarla ''Haydi şu filme gidelim'' diyoruz ama bu planlarımız askıda kalıyor. Gerek tedavi sürecinin yoğun geçiyor olması, gerekse genel anlamda kendimi yorgun hissediyor olmam bu planlarımı ertelememi gerektirebiliyor. En son Yılmaz Erdoğan'ın Neşeli Hayat filmini izledim. Cem Yılmaz'ın Yahşi Batı filmini de merakla bekliyorum.
Galatasaray taraftarı Arda Turan ve senin adını birlikte anıyor, sizi Metin Oktay'ın Galatasaraylı'lığıyla özdeşleştiriyorlar. Arda'yla görüşüyor musunuz?
Arda'yla birlikte bulunduğumuz kulüp organizasyonlarında görüşüyoruz ama günlük hayatta bir iletişimimiz yok. Geçen sene oynayacağımız final maçı öncesinde Florya'da olan çekimler esnasında Arda bizlere başarı dileklerini iletmişti. Orada ''Bu sene futbolda istediğimizi yapamadık ama basketbolda elde edeceğimiz başarıyla bunu telafi edeceğiz'' şeklinde konuşmuştuk. Kendisi de bize inandığını söylemişti, zaten o gün futbol takımımızın desteğini de arkamıza alarak şampiyonluğu elde etmiştik.
Branşlar arasında bu tip bir dayanışmanın olması gerçekten de Galatasaray camiası adına çok önemli bir durum. Seni futbol maçlarında da görüyoruz.
Çocuk yaşlardan beri futbol izlemekten de oynamaktan da büyük keyif alıyorum. Küçüklüğümden beri Ali Sami Yen Stadı'na fırsat buldukça gitmeye çalışıyorum. İlk gittiğim maç dayımla beraber kapalı tribünde yerimizi aldığımız, Gençlerbirliği maçıydı. Sanırım Hakan Şükür 2 tane gol atmıştı. Attığımız bir golü o anda görememiştim, eve gittiğimde ilk iş olarak o golün tekrarına bakmıştım. Statta olup da o golü göremediğim için çok sinirlenmiştim. Bu sezon çok fazla futbol maçına gidemedim. Gittiğim maçlarda da dizimdeki rahatsızlıktan dolayı sakin bir şekilde maçı oturarak izlemek zorunda kaldım.
Galatasaray'ı bu sene bütün branşlarda değerlendirmek gerekirse, neler söylemek istersin?
Futbol takımımız bence oldukça iyi gidiyor ve zaman geçtikçe daha da iyi bir oyun sergilemeye başlayacağımızı düşünüyorum. Çok değerli bir antrenörümüz var. Takım içindeki fubolcuların kalitesi zaten tartışılmaz. Harry Kewell'ı çok seviyorum. Sözleşmesinin ne zaman uzatılacağını merakla bekliyorum. Ligde şampiyon olacağımıza, Avrupa'da da iyi bir derece elde edeceğimize inanıyorum. Erkek basketbolundan bahsedecek olursak, yaşadığımız sıkıntıları tamamiyle atlatacağımıza yürekten inanıyorum, çünkü biz Galatasaray camiasıyız. Zor durumların üstesinden nasıl geleceğimizi çok iyi biliriz. Takımın karşılaşmalarda sergilediği efor ve mücadele ne denli güçlü olduğumuzun en büyük göstergesi. Bütün zorlukları atlattık, elbette bunu da geride bırakacağız. Bayan basketbol takımıza gelecek olursak, malesef ligde istediğimiz durumda olduğumuzu söyleyemeyeceğim. Sezon başından beri yaşadığımız sakatlık sorunları bizi son derece olumsuz yönde etkiledi. Tuğba ve ben önemli sakatlıklar geçirdik, bizim sakatlıklarımızın ardından Katie'de de aynı problemi yaşadık. Sakatlıklar hiçbir zaman mazeret edilememeli ama gerçekten çok can sıkıcı durumlarla karşı karşıya kaldık. Tabi ki bizim sakatlığımızın ardından geride kalan ve mücadeleyi sürdüren arkadaşlarımıza güvenim sonsuz, onlar da çok kaliteli oyuncular ama rotasyon yapacağımız kadro daralınca tüm hesaplar değişiyor. Geçen sezon başında da çeşitli uyum sorunları yaşamıştık ama sezon sona erdiğinde hiçbirimizin unutamayacağı başarılara imza attık. Hiçbir sonuç benim takım arkadaşlarıma duyduğum sonsuz güveni değiştiremez. Onların takımı sahiplenmesi ve büyük bir mücadele gösteriyor olmaları beni son derece gururlandırıyor. Hepimiz yavaş yavaş toparlanıyoruz ve yeni bir yılla beraber yepyeni bir sayfa açacağız ve hedeflerimizi birer birer gerçekleştireceğiz.
2010'dan beklentilerin neler?
Benim bir tane çok büyük beklentim var, o da sağlık... Çünkü 2009 bu konuda benim açımdan oldukça sıkıntılı geçti. Yıl boyunca 2009'un bitmesini ve 2010'a bembeyaz bir sayfa açarak girmeyi temenni ettim. Aşktan bahsedecek olursak; benim en büyük aşkım Galatasaray, hiçbir zaman ayrılmadık ve sonsuza kadar da bu durum böyle devam edecek.
Aşk senin için ne ifade ediyor?
Aşk benim için çok geniş bir kavram. İlla ki bir insana bağlı olmak gibi bir aşk anlayışına kesinlikle inanmıyorum. İnsan tuttuğu takıma, evinde beslediği bir köpeğe, annesine, kardeşine, dostlarına, arkadaşlarına aşkla bağlanabilir.
2010'dan beklentilerin bu kadar mı?
Bu kadar değil elbette. Öncelikle sağlık, huzur, mutluluk, şampiyonluklar, kupalar bekliyorum.
Taraftarlarımıza söylemek istediğin bir şeyler var mı?
Herkese yeni yılda mutluluk, sağlık ve huzur diliyorum. Her şeyin en güzeli sizlerin olsun. Bayan basketbol takımımıza olan inancınızı asla kaybetmeyin. Kanının son damlasına kadar mücadele edecek bir takım sahibiz. Bize destek vermeye devam edin.